Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, dünyanın her yerinde salgın hastalıklar, göç dalgaları ve iklim değişikliği üzere olağanDünyada yaşanan ‘kriz durumlarını’, üstü durumlarla karşı karşıya kalındığına işaret ederek “eğitim sistemlerimizi daha da dirençli hale getirmek için nasıl ‘fırsata’ dönüştüreceğimizi tartışmamız gerektiğine inanıyorum.” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, konuşmasında dünyada salgın hastalıklar, göç dalgaları ve iklim değişikliği üzere fevkalâde durumlarla karşı karşıya kalındığını, eğitimin bir taraftan bu problemlerden etkilendiğini, başka taraftan bu meselelerin tahlili için en güçlü enstrüman olduğunu belirterek “Dünyada yaşanan ‘kriz durumlarını’, eğitim sistemlerimizi daha da dirençli hale getirmek için nasıl ‘fırsata’ dönüştüreceğimizi tartışmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.
Türkiye olarak karşılaşılan en kuvvetli durumlarda dahi eğitimi en büyük öncelik olarak belirlediklerini vurgulayan Özer, Covid-19 salgınının birinci safhalarında eğitimin altyapısını güçlendirdikleri Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sayesinde uzaktan eğitim aracılığıyla devam etmesini sağladıklarını, bunun yanında farklı televizyon kanalları kurarak uzaktan eğitim fırsatlarını zenginleştirdiklerini ve gereksinim duyan öğrencilere 700 bine yakın tabletin fiyatsız ulaşmasını sağladıklarını kaydetti.
“Okul öncesinde okullaşmayı sırf bir yılda yüzde 78’den yüzde 93’e yükselttik”
Bakan Özer, uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alamayacağını vurguladıklarını hatırlatarak “Gerekli yatırım ve tedbirlerle birlikte geçtiğimiz eğitim öğretim yılını okullarımızda, yüz yüze ve kesintisiz bir halde tamamlamayı başardık. Yardımcı kaynaklar, destekleme kursları, yaz okulu üzere uygulamalarla salgının yarattığı öğrenme kayıplarının telafisine yönelik sistemler oluşturduk” dedi. “Sürekli uygunlaştırma kültürünün, ülkemizde olduğu üzere, 19 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmene sahip büyük ölçekli bir eğitim sistemine yerleştirilmesi büyük emekler istemektedir. Öncelikle, K-12 seviyesinde tüm kademelerde okullaşma oranlarımızı yüzde 90’lara çıkardık. Daha eşitlikçi bir sisteme sahip olmak için okul öncesinde okullaşmayı sadece bir yılda yüzde 78’den yüzde 93’e yükselttik” değerlendirmesinde bulunan Özer, her bir öğrenciye fiyatsız eğitim sunma unsuru doğrultusunda ders kitaplarını ve yardımcı malzemeleri fiyatsız sunduklarını aktardı.
Özer, akademik dayanak ve telafi eğitimi programlarının kapsamını genişlettiklerini, sosyoekonomik bakımdan dezavantajlı, özel eğitime gereksinimi olan ve zarurî göç kapsamında Türkiye’ye gelen çocuklara ayrıyeten dayanak sunduklarını ve bilhassa göçmen çocukların eğitim hakkından yoksun kalmasına müsaade vermediklerini vurgulayarak şöyle devam etti: “Türkiye, başta Suriye olmak üzere milyonlarca mülteciye mesken sahipliği yaparak bu mevzuda önde gelen ülkeler ortasında bulunmaktadır. Ülkemiz, okul çağında bulunan ve sayısı 1 milyonun üzerine çıkan süreksiz muhafaza altındaki Suriyeli çocuğa eğitim hizmetleri sunmaya devam etmektedir.”
Mesleki eğitimin sürdürülebilir bir kalkınma için hayati olduğunu belirten Özer, bu hakikaten hareketle Türkiye’nin mesleksel eğitim sistemini iş gücü piyasasının gereksinimleriyle uyumlu hale getirdiklerini, kısa müddet evvel hayata geçirdikleri yeni mesleksel eğitim merkezi programlarıyla yetişkinlerin mesleksel maharetleri kazanmalarını sağladıklarını söyledi. Bakan Özer, eğitimin baş aktörü öğretmenlerin mesleksel gelişimini daima desteklemenin öncelikleri olduğunu ve getirdikleri yeni yaklaşımla Türkiye’deki tüm öğretmenlerin güncellenmiş hizmet içi eğitimlere iştirakini sağladıklarını ve öğretmenlere hem çevrim içi hem de okul temelli gelişim imkanları sunduklarını belirtti. Modüler eğitimler aracılığıyla her ay 1 milyondan fazla yetişkine çeşitli alanlarda eğitimler sunmaya devam ettiklerini aktaran Özer, şunları kaydetti: “Bu eğitimlere katılan yetişkinlerimizin yaklaşık yüzde 70’i bayanlardan oluşuyor. Bu eğitimler aracılığıyla yetişkinlerimizin marifetlerini geliştirerek iş gücü piyasasının taleplerine daha uyumlu ve daha dirençli hale getiriyoruz. Türkiye olarak her vakit olduğu üzere daha müreffeh bir dünyanın inşası için dayanışma ve iş birliği içinde hareket etmeye hazırız.”