ANKARA – Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. İktidarın adımlarına yönelik tenkitlerini kayda geçen Gelecek Partisi önderi, MHP başkanı Devlet Bahçeli’nin marketlere yönelik reaksiyonunu hatırlatarak, “Erdoğan susuyor, susuyor, susuyor” dedi.
‘ŞEFFAF HALDE AYDINLATILMALI’
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı Onursal Lideri Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşında ‘evlendirmesi’ne dair değerlendirmelerde bulunan Gelecek Partisi önderi Davutoğlu, “Bir kız çocuğunun 6 yaşında evlendirilip cinsel tacize uğraması ile ilgili tezlere karşı duyarsız kalınabilir mi? 28 Şubat’taki Fadime Şahin rezaletinden buralara mı gelinecekti?” dedi ve kelamlarını şöyle sürdürdü:
“’Bu dini camiayı itibarsızlaştırmaya yönelik bir komplo’ diye yükselen sesleri duyar üzereyim. Haydi o denli olduğunu varsaysak dahi, daima bir arada gür bir sesle ‘bu bahis kime uzanırsa uzansın araştırılmalı, sorumlular cezalandırılmalı ve üzerimizdeki kara leke kalkmalıdır’ diye haykırmak gerekmez mi? Bu husus en ince ayrıntısına kadar şeffaf bir halde aydınlatılmalı ve vicdanlarımızı esir alan duyarsızlığa son verilmelidir. Bu tıp akıl ve vicdan dışı olaylar mazeret edilerek dini ve ulusal kıymetlerimize yönelik yıpratma kampanyalarına da asla müsaade verilmemelidir.”
‘ERDOĞAN SUSUYOR’
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin marketlere yönelik açıklamalarına da değinen Gelecek Partisi Genel Lideri Davutoğlu, “28 Şubat devrinde en az üç jenerasyon devlet imkanları kullanmadan büyümüş birtakım şirketler bu topluluğun sivil faaliyetlerine dayanak verdikleri için ‘yeşil sermaye’ olarak isimlendirilip o günkü dikta tarafından kara listeye alındığında daima birlikte feryat etmiş, karşı çıkmıştık” dedi ve şöyle devam etti:
“Bugün iktidarın yolsuzluk çarkları ile semirmiş, milletin bedellerinden kopuk hatta millete küfreden ayrıcalıklı bir zümre saltanat sürerken hayat pahalılığından sorumlu tutulan kimi şirketler açıkça maksat gösteriliyor ve taşlanıyor. 28 Şubat periyodunda bu şirketlere yalnızca alışveriş ambargosu uygulanıyordu, bugün bu şirketler iktidarın küçük ortağı Bahçeli tarafından açıkça tehdit ediliyor, kapatılmaları isteniyor ve camlarına ‘Devlet baba’ sözleri yazan sokak çeteleri tarafından vandallıkla tahrip ediliyor. Ve bütün bu tablo karşısında Sayın Erdoğan susuyor, susuyor, susuyor. Sayın Erdoğan’ı bir gün ‘alnı secde görenlerin idaresinde adil bir ülke kurulması’ maksadıyla destekleyen bu yakın dostlarına görülen reva ibretliktir.”
Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu biçimde sıralandı:
NAZİ ALMANYASINDA MIYIZ?: Ülkeyi aldığın yanlış kararlarla ekonomik enkazın eşiğine getirmişsin. Dün soğancı, patatesçi, depocuyu, bugün marketçiyi günah keçisi ilan ediyorsun. O da yetmiyor, FETÖ aparatı olmakla, fiyatları fahiş halde belirleyerek hükümet devirmeye çalışmakla suçluyorsun! Yahu Nazi Almanyasında mıyız? Bu itham ve gaye göstermeler hem hukuken hem ahlaken hata değil mi? Ya bu kelamlara inanan birileri çıkıp bu marketleri, sorumlularını, çalışanlarını maksat belirlese ne olacak! Allah’tan halkımız bunlar kadar çılgın değil! İktidarı kaybetme korkusu tam bir akıl tutulmasına itti bunları. Yeri gelince ‘Herkes ses vermeli’ demeyi biliyoruz. Güzel ya işte bir Marketin CEO’su bu çılgınlığa ve ahlaksızlığa dayanamadı ve ses verdi. Üstelik bu işin matematiğini de öğretmeye çalıştı iki elin parmaklarını saymayı bilenlere. Tarladan domatesi bedavaya alsam rafa gelene kadar 7.5 TL oluyor dedi. Haksız mıydı?
RABİA İŞARETİ NEREDE ARTIK?: Bir vakitler bu dış güç bir rahibi devletimize karşı casus olarak kullanan ABD idi değil mi? Ne oldu pekala? Nerede bu rahip artık? ABD’de ulusal kahraman olarak karşılanıp baştacı edilmedi mi? ABD liderinden alınan “aptal olma” mektubu sineye çekilip ülkemizin onuru ayaklar altına alınmadı mı? Pekala casusluk suçlamasıyla tutulan ve PKK’ya takviyeyle suçlanan bir gazetecinin Erdoğan “bu can bu tendeyken vermem” dedikten sonra Merkel’den gelen bir mektup ile özel uçakla gönderilmesi dış mihrak konusundaki tutarsızlığı ve teslimiyetçiliği göstermiyor mu? 34 Şehidimizin kanı yerde iken rejime verdiği dayanak ile bu kanlarda hissesi olan Rusya dış mihraksa, bugün Putin’den doğalgaz ertelemesi alabilmek için şehitlerimizin ve yüzbinlerce insanın katili ilan ettikleri Esad ile el sıkışma dileği nedendir? Erdoğan Esad ile buluşmaya can atarken Esad’ın ülkemize koşul dayatması bir teslimiyet değil mi? 2019 seçimlerinde “Binali mi Sisi mi?” diyerek iç siyasi rekabeti dış mihraklarla ilişkilendiren Erdoğan’ın Sisi ile verdiği gülücüklü fotoğraf dış mihrak tezinin ne kadar yapay olduğunu göstermiyor mu? Yıllardır sloganlaştırılan Rabia işareti nerede artık? (DUVAR)