İstanbul Bahçelievler’de 28 yaşındaki Selim Tekin, saplantılı olduğu 16 yaşındaki Beyza Doğan’ın meskenine zorla girdi. Beyza Doğan’ı banyoya götürüp ensesinden vuran zanlı, akabinde tıpkı silahla intihar teşebbüsünde bulundu.
Hastanede iki gün süren ömür çabasını kaybeden Beyza Doğan’ın cenazesi, memleketi Şanlıurfa’ya gönderildi. Beyza’nın müdafaa kararı olmasına rağmen öldürülmesi ve failin 35 defa şikâyet edilmesine rağmen cezasız kalması öfkeye yol açtı. Bayan örgütleri de olaya reaksiyon göstererek, “Önleyici siyasetlerden vazgeçmenin bedelini ödüyoruz” dedi.
Selim Tekin
ONLAR DA MUHAFAZA ALTINDAYDI
İçişleri Bakanlığı bilgilerine nazaran 2016-2021 yılları ortasında öldürülen bin 846 bayandan 157’si öldürüldükleri sırada devlet muhafazası altındaydı. Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2021’de işlenen 280 bayan cinayetinde, öldürülen bayanların 33’ünün daha evvelden polis ya da savcılığa şikâyette bulunduğu ya da muhafaza kararı olduğuna dikkat çekti. Cumhuriyet hususa ait, Evvel Çocuklar ve Bayanlar Derneği üyesi Avukat Nilda Baltalı, Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve Bayan Dernekleri Federasyonu Lideri Canan Güllü ile konuştu.
“YASA YETMEZ UYGULAMA LAZIM”
Baltalı kelamlarını şu halde noktaladı:
Reddettiği bir erkek, ayrılması istediği koca yahut sevgili tarafından, sırf gösterdikleri direnç nedeniyle bayanlar ve çocuklar öldürülüyor. Bayanların öldürülmemeleri için sırf yasalar, kontratlar yetmez uygulanmaları gerekir. Hak gayreti sürdükçe dünyamızın şiddetten arınabileceğini biliyoruz.
“CEZASIZLIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Kamu vazifelilerinin ihmaliyle karşı karşıyayız diyen Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Beyza kardeşimizin babası 35 kere şikâyet ettiğini söylüyor. Öldürülen bayanların çok sayıda şikâyetleri vardı, muhafaza ve uzaklaştırma kararları vardı. Ama bunların tesirli uygulanmadığını ya da acilen bir sürece dönüşmediğini görüyoruz. Tutuklansa iki gün içinde hür bırakıldığını görüyoruz. Önemli bir cezasızlık ve ihmallerle karşı karşıyayız. İhmal serisinin artmasına neden olan da İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeden kaynaklanıyor” dedi. Ataselim, “Rahatsız olunacak şey 35 defa şikâyet edilmesine karşın Beyza Doğan’ın öldürülmüş olmasıdır. Ezgi Zerkin’in tekraren şikâyetçi olmasına karşın faal bir biçimde korunmamış olmasından rahatsız olunmalıdır. Bayana yönelik şiddete sıfır toleransın kelamda ve lafta kaldığını biliyoruz” tabirlerini kullandı.
“KOLLUK MİSYONUNU YAPMAMIŞ”
Kadın Dernekleri Federasyonu Lideri Canan Güllü ise “Önleyici siyasetlerden vazgeçmenin bedelini ödüyoruz. 35 sefer dilekçe vermiş olmasına rağmen kolluk güçleri vazife yapmamış. Kolluk bugünün teknolojisi içinde toplu iğne başı kadar deliği görebilecek mobese kameralarına sahip. Hayatımınızın her alanını görebiliyorlar. Lakin bir bayanın cinayete kurban gideceğini anlamıyorlar” dedi.
Güllü kelamlarını şu halde noktaladı: 18 yaşındaki bireyin korunmasından devlet sorumludur. Devlet koruduğu vatandaşının vefatına göz yummuştur. İstanbul Kontratı kaldırılsın yerine 6284 var diyorlar. 6284 olay olduktan sonra geçen hukuksal kanun. Halbuki ki İstanbul Mukavelesi önleyici siyasettir.