Ankara’da AKP Balıkesir Milletvekili İsmail Ok‘a yanlış tedavi uyguladığı teziyle özel hastanede misyonlu Prof. Dr. A.A. hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs” cürmünden soruşturma açıldı.
AKP Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, AA muhabirine, gribal enfeksiyon şikâyetiyle Ankara’da gittiği özel bir hastanenin acil servisinde yaşadıklarını anlattı. Beden kırgınlığını gideren serum, destek ve vitamin almak için 30 Eylül’de eşi Nesrin Ok ile başkentteki özel bir hastaneye gittiğini söyleyen İsmail Ok, “Gribal enfeksiyon şikayetiyle gittiğim özel bir hastanede tabip bana gribal rahatsızlıkla ilgisi bulunmayan, kalp ve teneffüs kaslarını durduran, yavaşlatan bir ilaç vermiş” dedi. Ok, bunun ameliyat öncesi ağır bakıma girecek hastalara uygulanan bir ilaç olduğunu lisana getirdi.
Söz konusu ilacın, kalp ve teneffüs kaslarını durdurduğunu, yavaşlattığını anlatan Ok, “Yürüyerek gittiğim hastanede kalbim ve solunumum durmuş yani ‘arrest’ olmuşum, o anda eşim yanımda olmasa bugün hayatta değildim” diye konuştu.
Bakanlık ile bağlantıya geçilmiş
Eşi Nesrin Ok’un reaksiyonunun akabinde uygulanan kalp masajıyla hayata döndürüldüğünü tabir eden İsmail Ok, şöyle devam etti:
“Eşimin çocuklarıma haber vermesinden sonra genç bir doktor olan oğlum, bu süreçte sorularına tatmin edici yanıt alamamış, birtakım şeylerin yanlışsız gitmediğini fark etmiş. Kendisine ‘Kesin sakat kalır lakin beyinde ne kadar hasar olur, onu bilemeyiz’ denmiş. Ben de o sırada entübe edilmişim yani uyutulmuşum. Oğlumun, milletvekili arkadaşlarıma ulaşmasının akabinde Sıhhat Bakanlığı ile irtibata geçilmiş. Gece yarısı entübe halde ambulansla Ankara Kent Hastanesine nakledilmişim. Sonraki gün sabah saat 05.00 üzere yapılan tedavi sonucunda bende tekrar hayat belirtileri başlamış. Tabiri caizse çizginin öbür tarafındayken Allah tekrar bir hayat vermiş.”
Hiçbir kronik rahatsızlığının bulunmadığını belirten Ok, “Delikanlılar düzeyinde kalp damar sıhhatim var, şeker ve yüksek tansiyonum yok. Bunlardan biri yahut ikisi olsa bugün tahminen yeniden hayatta değildim. Bu türlü bir süreci yaşadım” biçiminde konuştu.
Suç duyurusunda bulundu
Ok, Ankara Kent Hastanesinden taburcu olduktan sonra 7 Ekim’de kendisine yanlış tedavi uygulandığı argümanıyla şikayetçi olduğunu ve savcılığa kabahat duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Soruşturma sırasında kendisine, ameliyata girecek hastaların kalbini ve teneffüsünü yavaşlatan ilacın verildiğinin ortaya çıktığını aktaran Ok, “Bu bilgi bize tedavi sürecinde ve savcılığa kabahat duyurusunda bulununcaya kadar verilmedi, verilmesi gerekirdi. Oğlumun kuşkularının, başındaki soru işaretlerinin haklı olduğu ortaya çıktı. Bu ilacın verildiğini hastane idaresi de tabip da itiraf etti” dedi.
“Bu ilacı veren tıp profesörünün FETÖ’den daha evvel 6 yıl 10 ay ceza aldığını öğrendim, haliyle dehşete düştüm”
Kendisine bu ilacın verildiğini hem hastane idaresi hem de hekimin doğrulamasından sonra soruşturmanın derinleştirildiği bilgisini paylaşan Ok, şöyle konuştu:
“Bana bu ilacı veren tıp profesörünün FETÖ’den daha evvel 6 yıl 10 ay ceza aldığını öğrendim, haliyle dehşete düştüm. Bu kadar olay peşi sıra tesadüfen olur mu? Öbür yorumlar yapar öteki şeyler de söylerdim lakin şu anda olay yargıda olduğu için soruşturma safhası da hala devam ediyor hasebiyle çok detaya girmiyorum lakin şunu da bilhassa vurgulamak istiyorum: Kalp ve teneffüs kaslarını durduran ilaç verildikten sonra kalbim duruyor. Bir insanın kalbine tabancayla ateş etmek neyse bu ondan farklı mı? Evvel Allah sonra eşim daha sonra oğlumun hekim olması ve Sıhhat Bakanımız Fahrettin Koca’nın, devletimizin olaya el koyması sonucunda bugün tekrar hayattayım. Bu süreç bu kadar tesadüflerle izah edilebilir mi? Bunların hepsinin tesadüf olup olmayacağının kararını şanlı yargı verecek.”
“Bu kadar zincirleme kusur nasıl olur?”
İsmail Ok, bir profesör ve bir uzmandan oluşan eksper heyetinin, kendisine verilen ilacın gribal bir hastalıkla hiçbir ilgisinin bulunmadığını içeren rapor hazırladığını bildirdi.
Kendisine verilen ilacın dokümanlarda de yer aldığına dikkati çeken Ok, şunları söyledi:
“Bana bu ilacı veren tıp profesörü, tabip, bunun gribal bir rahatsızlığın tedaviyle hiçbir ilgisi olmadığını ve ezkaza verdiğini söz ediyor lakin yaşadığımız olayın, sürecin izahı sıkıntı. Hata duyurusunda bulunmadan evvel bunu itiraf etmiş olsaydı, o akşam yanlışsız bilgilendirseydi… Mesela ’emboli atmış’ diyor, emboli yok; direkt ağır bakıma alınıp teneffüs aygıtına bağlanması gereken bir kişi teneffüs maskesiyle tomografi çekmeye gönderiliyor. Kalbimin durması, ‘arrest’ olmam daha sonra entübe edilmem, entübe formda Ankara Kent Hastanesine sevkim, bunları gözümün önüne getirdiğimde dehşete düşüyorum. Bu kadar zincirleme yanılgı nasıl olur? ‘Acaba yanlış mı oldu?’ diye kendimi karşıdakinin yerine de koyuyorum lakin yanlış olsa olayın tesiriyle birinci akşam söyleyemedin, ikinci, üçüncü gün söylersin. Ankara Kent Hastanesindeki şahıslar bilgilendirilebilirdi. Velhasıl zerre kadar da olsa olumlu bir şey görmedik, bulamadık. Esasen bunun için savcılığa cürüm duyurusunda bulunduk, yeterli ki bulunmuşuz.”
“Kasten öldürmeye teşebbüs hatasından tutuklanma talebi”
Soruşturmanın sürdüğünü bildiren Ok, savcılığın, “kasten öldürmeye teşebbüs” hatasından tutuklanmasını talep ettiği tabibin, yurt dışına çıkış yasağı konularak isimli denetim kuralıyla hür kaldığını kaydetti. (AA)