Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ender Ün bulunduğu cezaevinden getirilirken, tutuksuz sanık Mustafa Kemal A., maktulün kızı Aslıhan Akçay ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmadaki savunmasında maktul ile abi kardeş üzere olduğunu söyleyen sanık Ender Ün, “Bu olay keşke yaşanmasaydı. Maalesef bu berbat olay yaşandı. Maktul kardeşim üzereydi. Ben 12 Eylül 1980’den sonra azaplar gördüm. 35 yıldır da hudut hastasıyım. Maktul Giresun’dan bize gelip gidiyordu. Benden 25 bin TL para istedi. Erzurum’da ki birinde alacağı olduğunu, alınca vereceğini söyledi. Ben de verdim. Maktul 26 Mayıs 2021’de öğle saatlerinde araç almak için İstanbul’a geldi. Olay günü maktul bana ‘Araba alacağım kaç para vereceksin’ dedi. Ben de daha evvel borç para aldığını söyleyerek ‘İnek miyim’ diye reaksiyon şov para vermeyeceğimi söyledim” dedi.
“MAKTÜLÜ VURDUKTAN SONRA ÇOK SEVDİĞİM AİLESİNİ DÜŞÜNDÜM”
Sanık Ün, “Sinirlendim, ‘Terbiyesiz seni kardeşim bildim, sırrı mı verdim, nasıl konuşuyorsun’ dedim. Maktul bana küfretti ve masa üzerinde bulunan fabrika tipi küllüğü aldı. Kaçacak yerim yoktu. Kapı tarafında maktul vardı. Çekmecemden silahımı aldım ve ateş ettim. Kaç kere ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Hudut ve şeker hastasıyım. Öfke denetimim yok. Ben birtakım hastanelerin psikiyatri kısımlarında yıllarca tedavi gördüm. Günde 5-6 sefer ilaç kullanıyorum. Pandemi devri olduğu için ilaçlarımı alamadım. Ben maktulü vurduktan sonra telefonla polisi arayacaktım. Kızımı, 42 yıllık eşimi ve çok sevdiğim maktulün ailesini düşündüm. Polisi aramaktan vazgeçtim. Cesedi bağlayarak bir çuvala koydum. Çuvalı çekerek fabrikanın orada bulunan atık su kuyusuna attım. Yerdeki kanları temizledim. Bana maktulün öldürülmesinde cesedin taşınmasında ve kanların temizlenmesinde yardım eden olmadı. Çalışanlarda dahil kimsenin haberi yoktu. Sonrasında halıları değiştirdim. Su kuyusu üzerine beton döktürdüm. Halıları yaktırdım. Havalar ısındı kokular geliyor diyerek su kuyususun üzerini kapattırdım” diye konuştu.
“ÜÇ GÜN EVVEL BABAMI ÖLDÜRMÜŞ, BANA GÜLEREK ‘KIZIM NASILSIN’ DEDİ”
Maktul Bahtiyar Akçay’ın kızı Aslıhan Akçay ise, “Babam otomobil bakıyordu. Sanıktan 50 bin TL alacağım var diyordu. Babam otomobil alıp geri dönecekti. Beni bir gün aradı. Sanığın 20 bin TL daha vereceğini 70 bin TL’lik otomobil alacağını söyledi. Ben Az Ün’ü aradım. Ender Ün telefonu açtığında bana gülerek, ‘Kızım nasılsın’ dedi. Halbuki 3 gün evvel babamı öldürmüş. Babama ulaşamadığımı söyledim. Bana 3 gün evvel gördüğünü söyledi. Az Ün whatsapptan attığı iletilerle benimle dalga geçti. Babamın öbür bayanlarla münasebeti olduğunu, ruhsal sıkıntıları olduğunu, intihar etmiş olabileceğini, AİDS’e yakalanmış olabileceğini söyledi, Ben babama bir kelam vermiştim. Seni bırakmam demiştim. Az Ün benim anlayamayacağımı düşündü. Benimle dalga geçti, ben babamı bulmaya kararlıydım. Şikayetçiyim” dedi.
“SUÇ İŞLEDİĞİMDEN HABERDAR DEĞİLİM”
Nadir Ün’e yardım ettiği argüman edilen tutuksuz sanık Mustafa Kemal A., “Benim bu olaylarla hiçbir ilgim yok. Az Beyefendi halı değiştirmek için çağırdı. Halıyı değiştirdim. Eşyaların tozunu aldık. Olağan temizlikti. Öldürme olayına ait görgüm ve bilgim yoktur. Az Bey’in talimatlıyla halıları çöpün yanına götürerek yaktım. Cürüm işlediğimden haberdar değilim” dedi.
Mahkeme, sanık Ender Ün’ün gördüğü tedaviye ait evrakların sunulması ve şahitlerin dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede, maktul Akçay’ın HTS kayıtları incelendiğinde halı fabrikasına giriş yaptığı lakin, çıkış kaydına rastlanılmadığı bilgisine yer verildi. Kuşku üzerine fabrikada yapılan aramada, kümes içerisindeki kuyuya ilişkin beton kapakların kırılarak açıldığı, kapağın çabucak altında genişçe atık su kuyusu olduğu, suyun yüzeyinde, kapağın altında kalacak halde beyaz renkli naylon çuval içerisinde maktul Bahtiyar Akçay’ın cesedine ulaşıldığı belirtildi. Sanık Ender Ün hakkında, ‘Kasten öldürme’ cürmünden müebbet mahpus, ‘Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma yahut taşıma yahut bulundurma’ kabahatinden ise 1 yıldan 3 yıla kadar mahpus cezası istendi. Öbür sanık için de ‘Suç kanıtlarını yok etme, gizleme yahut değiştirme’ hatasından 6 aydan 5 yıla kadar mahpus cezası talep edildi.