Antik dünyanın en önemli metropollerinden Bergama, görkemli Akropol, sağlık merkezi Asklepion, dönemin en önemli tapınaklarından Kızıl Avlu ile yurt içi ve dışından ziyaretçi çekerken Bergama Müzesi Müdürlüğü de kentteki kazı ve sondaj çalışmalarını sürdürüyor.
Müze Müdürlüğünün çalışmalarıyla açığa çıkarılan buluntulara, Kızıl Avlu çevresindeki bir dini alana ait olduğu tahmin edilen yapının tabanındaki mozaikler de eklendi.
Bozulmamış, tahrip edilmemiş yapısıyla “nadir eserler” arasında yer alan mozaiklerin milattan önce 2. ya da 3. yüzyılda yapıldığı değerlendiriliyor.
Geometrik desenlerle süslü mozaikler, Bergama Müze Müdürlüğü uzmanlarının ayrıntılı çalışmasının ardından koruma altına alındı.
ROMA TAPINAĞI ETRAFINDA
Bu çalışmalar sırasında etrafı sütunlu galerilerle çevrili avlulu yapı kompleksi ortaya çıkardıklarını kaydeden Ustura, kalıntıların mozaik tabanlı çeşitli ana mekan ve etrafındaki yan mekanlarla büyük bir yapı komplekse ait olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Ustura, buluntulara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Dinsel içerikli, dini karakteri olan bir yapı kompleksi olduğunu tahmin ediyoruz. Geometrik desenli mozaikler korunmuş, günümüze kadar tam gelmiş. Kızıl Avlu’nun etrafında, bir Roma tapınağının etrafında dinsel amaçlı çeşitli yapı komplekslerinin olduğunu görüyoruz. Çünkü daha önceki yıllarda yaptığımız sondajlarda da aynı bölgede yine geç antik dönemli yapı komplekslerini açığa çıkardık. Dini nitelikli olabilecek kompleksler. Dolayısıyla ayrı parsellerde yapmış olsak da bütün olarak değerlendirdiğimizde Pergamon Antik Kenti’nde Aşağı Şehir’de Kızıl Avlu’nun etrafında farklı bir mimari programın uygulandığını görüyoruz. Yeni müze projesi kapsamında da açığa çıkardığımız bu arkeolojik buluntu bizim için son derece önemli.”
Ustura, bölgedeki arkeolojik çalışmaların daha da ilerleyeceğini, antik yapı kompleksi çerçevesinde farklı yapı kalıntılarına da rastlamayı umut ettiklerini belirtti.
BİLİMSEL YAYIN YAPILACAK
Uluslararası platformda geniş bir üne sahip Bergama Antik Kenti’ndeki son buluntulara ilişkin bilimsel yayın yapacaklarını ifade eden Ustura, son gelişmeleri dünyaya duyurmak için kazının tamamlanmasını beklediklerini söyledi.
Kazı sonrası arkeolojik eserin niteliğinin, yapının büyüklüğünün ve sınırlarının daha net anlaşılabileceğine işaret eden Ustura, “Müze Müdürlüğü olarak sondaj çalışmalarımız çok yoğun. Bergama sınırları içinde her parsel bazında yaptığımız, açığa çıkardığımız arkeolojik verinin yorumlaması, Pergamon Antik Kenti başlığı altında oluyor. Birim bazında yaptığımız arkeolojik verilerle aslında Pergamon Antik Kenti’nin yukarı ve aşağı bölümünün hangi dönemde, ne kadar genişlediğini, her kültür döneminde nasıl geliştiğini görebiliyoruz. Bu da bizim için çok önemli kaynaktır” diye konuştu.