İnsanlar son yaşları ilerledikçe en fazla hafıza konusunda sıkıntıları yaşamaktadır. Kimi besinler ise hafızaya ve unutkanlığa âlâ gelmektedir. Genç, yaşlı bir çok bireyde görülen bu hastalığa düzgün gelen beyin dostu besinleri sizler için derledik.
İŞTE HAFIZAYA UYGUN GELEN BESİNLER
Ceviz: Tüm kuruyemişler çeşitli sıhhat faydaları sunarken, beyne benzeyen cevizler beyniniz için en düzgünlerinden bazılarıdır. Çalışmalar, tertipli ceviz tüketimi (günde yaklaşık 14 gram) ile yaşlandıkça daha düzgün beyin sıhhati ortasında (gelişmiş zihinsel performanstan azaltılmış bilişsel gerilemeye kadar) bir temas olduğunu göstermiştir.
Kabak çekirdeği: Birçok kuruyemiş hayli sevilse de, mütevazi kabak çekirdeği beynimiz için küçük güç santralleri üzeredir. Beyin sıhhatinde kıymetli bir rol oynayan çinko (bu mineralin en güzel bitki bazlı kaynağı, gram başına günlük bedelin yüzde 20’si ile) ile doludurlar. Düşük çinko düzeyleri hem Alzheimer üzere nörodejeneratif hastalıklar hem de şizofreni üzere zihinsel sıhhat şartları ile ilişkilendirilmiştir. Kabak çekirdeği ayrıyeten, biliş ve ruh halinde rol oynayabilecek düzgün bir B vitamini ve magnezyum kaynağıdır.
Pancar: “Pancar, beyne giden kan akışını artırmaya yardımcı olan nitratlar açısından epey yüksektir, bu da beynimizin gereksinim duyduğu şeyi daha süratli aldığı manasına gelir.” diyor Uzman Nicole Stefanow. Diyet nitratlarının (bitkisel gıdaların) yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi ve bunamayı yavaşlattığı bile düşünülüyor. Stefanow, “Pancarın ayrıyeten, yakut kırmızısı rengini veren, oksidatif gerilimi ve iltihabı azaltan ve erken beyin yaşlanmasını, Alzheimer, Parkinson hastalığı üzere nörodejeneratif hastalıkları önlemeye yardımcı olan betalainler ismi verilen güçlü pigmentler içerir.” diye ekliyor.
BBC Türkçe’de yer alan bir içerikte de; Hiç gayret harcamadan hafızayı güçlendirme tekniği paylaşıldı. İşte o yöntem
Kısa ve uzun devirli hafızayı güçlendirmenin çok kolay bir yolu var; bu metot öğrencilerin de Alzheimer hastalarının da işine yarıyor.
Yeni bir bilgiyi öğrenmeye çalışırken çoğumuz çok efor göstermenin tesirli olacağını sanırız. Halbuki asıl muhtaçlığımız olan, kısa bir müddet hiçbir şey yapmamaktır. Bir şey öğrendikten sonra bir kenarda oturup 10-15 dakika baş dinleme halinde yeni öğrendiğiniz bilgiyi çok daha âlâ hatırladığınızı göreceksiniz.
Öğrenme sırasında tertipli orta vermek ve bu ortalarda hafıza oluşumunu sekteye uğratmamak için beyni meşgul edecek rastgele bir şey yapmamak gerekir. E-postalara, akıllı telefona, internete bakmadan, hiçbir şey yapmadan beyni dinlendirmek…
Bu yalnızca öğrenciler için değil, hafıza kaybı, demans üzere hastalıklar için de önerilen bir usul. Yapılan deneyler, daha evvel farkına varılmayan bu prosedürle öğrenme ve hatırlama kapasitesinin artırıldığını gösteriyor.
Beynin hiçbir formda meşgul edilmeden dinlenmesi yoluyla hafızanın güçlendirilebileceğine dair birinci datalar 1900’de Alman tabip Georg Elias Muller tarafından ortaya konmuştu. Yaptığı deneylerden birinde, iştirakçilerden anlamsız kimi heceleri ezberlemeleri istenmiş, kısa bir müddet sonra küme ikiye ayrılarak yarısına çabucak, öteki yarısına ise altı dakikalık bir ortadan sonra öğrenmeleri için yeni bir liste verilmişti.