CHP Genel Lider Yardımcısı Veli Ağbaba, cemevlerine ait düzenlemenin de yer aldığı torba yasa teklifi görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda; “Alevilerin inanç tanımını yapmaya çalışanlara seslenmek isteriz: Siz, Alevileri hayatta, siyasette, bürokraside ya da devletin kademesinde eşit yurttaş olarak görüyor musunuz, görmüyor musunuz? Bir siyasi partinin önderinin inancını miting meydanlarında yuhalatanlardan Aleviler ne bekler, ne umar, bunu da tekrar sizin vicdanlarınıza havale etmek istiyorum” dedi.
CHP Genel Lider Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, dün, TBMM Genel Kurulu’nda; cemevlerine ait düzenlemelerin de yer aldığı torba kanun teklifi ile ilgili konuştu. Ağbaba şunları söyledi:
“Keşke Alevileri dinleseydiniz”
“Alevilerle ilgili bir düzenlemeyi görüşüyoruz, artık bu kanun teklifini yapanlara sormak istiyorum: Elinizi vicdanınıza koyun, bir düşünün… Alevilerle ilgili bir düzenleme yapılıyor ancak bu değişiklik yapılırken hiçbir Alevi örgütünün fikri alınmıyor. Bu inancın sahiplerine büyük bir saygısızlık olduğunu tabir etmek istiyorum. Aleviler yıllardan beri çeşitli zulümlere uğrayarak kendi inançlarını yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Sizler isteseniz de istemeseniz de Aleviler; bedeli ne olursa olsun, bu inançlarını yaşamaya devam edecekler.
Keşke birazcık Alevileri dinleseydiniz. Geçtiğimiz hafta Aleviler Meclis’in önüne geldiler ve maalesef AKP’nin açılımını aslında o gün gördüler. Meclis’in önüne gelen Alevi temsilcileri copla, kalkanla, biber gazıyla susturulmaya çalışıldı. Bunun da AKP’nin ve Cumhur İttifakı’nın Alevi örgütlere bakışını göstermiş olduğunu düşünüyorum.
“Aleviler buna nasıl inanacak?”
Sormak lazım: ‘Alevilerin katli vaciptir’ diyen Ebussuud’u yere göğe sığdıramayanlar bu kanunu nasıl yapacak? Ya da ‘Alevilerin katli vaciptir’ diyen Ebussuud’u yere göğe sığdıramayanlara Aleviler nasıl inanacak, bunu da sizin vicdanlarınıza havale etmek istiyorum. Ayrıyeten Alevilikte rızalık vardır; istek olmadan ne meydana girilir ne lokma yenir. Bu, tıpkı vakitte gönül rızalığıdır. Alevilikte isteksiz lokma haramdır ve Alevilerin de bu hususta isteği yoktur.
Devletin bir inancı tanım etme hakkının üniversal bir dünyada da yeri yoktur. Alevilerin beklentisi, yıllardan beri tabir ettikleri üzere eşit yurttaşlıktır. Yalnızca insanların, Alevilerin inanç tanımını yapmaya çalışan ya da ibadethanelerine, cemevlerine bir tanım yapmaya çalışanlara seslenmek isteriz: Siz, Alevileri ömürde, siyasette, bürokraside ya da devletin kademesinde eşit yurttaş olarak görüyor musunuz, görmüyor musunuz? Bu soru kocaman bir sorudur ve Türkiye’yi yıllardan beri yönetenlerin ayıbıdır. Bir insan Alevi olduğu için kaymakam olamıyorsa, bürokrat olamıyorsa, bir Alevi başarılı olmasına karşın, her türlü liyakati olmasına karşın devletin organlarında bir yere gelemiyorsa sorulması gereken soru ve yapılması gereken birinci iş odur ve bir soru daha sormak lazım burada: Bir siyasi partinin önderinin inancını miting meydanlarında yuhalatanlardan Aleviler ne bekler, ne umar, bunu da tekrar sizin vicdanlarınıza havale etmek istiyorum.
Sizden kimsenin diğer bir beklentisi yoktur, beklenti yalnızca eşit yurttaşlıktır. Ayrıyeten, bu sıkıntının tahlili sahiden çok sıkıntı değildir, İbrahim Kaboğlu bu mevzuyla ilgili çok önemli bir çalışma yaptı. Bakın, bir virgülle Alevilik problemi çözülebilir, bir virgülle. O kanunda yazıyor ya “cami, kilise, sinagog” virgül “cemevi” diyeceksiniz, diğer bir şey istemiyor Aleviler sizden. Bir virgülle bu sıkıntı çözülürken Alevilik yalnızca demire, çimentoya ya da suya havale edildi.
“Yakında semahın da nasıl dönüleceğine de karar verirsiniz”
Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı resmî olarak kuruldu. 11 kişilik Müracaat Şurasının üyelerini kim atayacak? Cumhurbaşkanı atayacak. Sayın Cumhurbaşkanının bu mevzuda geçmiş tecrübeleri göstermiştir ki liyakate acayip ehemmiyet verir(!) Bakın, onun okumuş olduğu en kıymetli kitap Fesli Kadir’in tarihidir; fesli meczup, mecnun Kadir’in kitabıdır. Mecnun Kadir’i tarihçi olarak gören birinin bu konseye atayacağı insanları sorgulamak Alevilerin hakkı değil midir? Kim atayacak Allah aşkına? Kendinize güveniyorsanız Alevi kurumlar seçseydi ya bu insanları. Ona müsaade verir misiniz? Vermezsiniz. Artık, yakında semahın nasıl dönüleceğine de karar vermek istersiniz lakin buna Aleviler müsaade vermez.
Kültür Bakanlığına bağlı bir kurum kuruluyor, elinizi vicdanınıza koyun, hepinizin inancı var, sizin inancınız da bu türlü tanım edilse sizin zorunuza gitmez mi, isyan etmez misiniz ya? Alevilik bir tiyatro mu? Alevilik bir halk oyunu mu? Alevilik tarihî ya da turistik bir eser mi? Alevilerin ibadeti kültürel yahut turistik bir aktivite mi? Kendi inancınızla düşünün ve elinizi vicdanınıza koyun ya. Bu, insanlara en büyük hakarettir; bir inancın Kültür Bakanlığına bağlanması büyük hakarettir. Aleviliği dinî inanç olarak görmeyip, reddedip, folklorik kültürel bir tabana oturtup yirmi yılın akabinde Alevilere daire başkanlığı vermek Alevilerle, en hafif tabiriyle, dalga geçmektir. Ezelden beri hiçbir boyunduruk altına girmeyip zalime, zalim iktidarlara boyun eğmeyen “Başım gitsin lakin dik durayım” diyen Alevilerin bu buyruklarınızı da dinlemeyeceklerini bilmenizi isteriz.
Bu memlekette, Anadolu’da dokuz yüz yıldan beri bir cemevi var, dünyanın en eski cemevi Malatya Arapgir Onar Mahallesi’nde hâlâ yaşama devam etmektedir. Bu inancın liderleri yüzyıllar evvel bu topraklara barış ve kardeşlik tohumları ekmişlerdir. Bakın, hatırlayın, Avrupa’da din uğruna beşerler birbirlerini katlederken, idamlar gerçekleşirken bu inancın hünkârı bu topraklarda barışın ve kardeşliğin tohumlarını ekmiştir. Bir elinde aslanı, bir elinde ceylanı taşıyarak dünyaya müsamaha tohumlarını eken bu inancın hünkârıdır, Hacı Bektaş Veli’dir. O inancın, o hünkârın yolundan yol yürüyenlerin, yol erenlerinin kanılarını lütfen dinleyin. Bilin ki bugün bu topraklarda Müslümanlık varsa, İslam varsa en çok da bu inancın liderleri, hünkârları sayesinde bu inançları yaşamaktasınız. Lütfen Alevileri kendinize benzetmeye, devletin yeni bir Alevi tarifi yapmasına müsaade vermeyin.
“Aleviler bir fetva makamı istemiyorlar”
AKP Küme Başkanvekili Bülent Turan’ın kanun teklifi hazırlanırken cemevlerine gittiğini söylemesinin üzerine Ağbaba, “Aleviler aslında bu kanunla birleştiler, birinci defa bütün Alevi kurumları bu kanunun yapılma formunu, yapılmasını hakikat bulmuyorlar. Tekrar söylüyorum: Devletin Alevilerin inancını tanım etmesine bütün Aleviler karşı. Alevilik sıkıntısını yalnızca su sorunu, elektrik sorunu ya da çimento sıkıntısı olarak görürseniz bu, hakikat bir yaklaşım olmaz yani yirmi yılın akabinde Bülent Turan’ın cemevi ziyaret etmesinden çok şad oluruz, gitsin, daha çok gitsin yani cemevlerine ziyaretinden kimse bir şikâyet görmez ve cemevleri hiçbir siyasi partinin, hiçbir kimsenin de art bahçesi değildir, cemevleri Alevilerin yüzyıllardan beri ibadet yaptığı bir yerdir. Bu rahatsızlıkları söz etmeye çalıştım ben. Aleviler bir fetva makamı istemiyorlar” dedi.
Meclis Genel Konseyi’nde cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içinde barındıran torba yasa teklifinin kabul edilen hususlarına nazaran, belediyeler cemevlerinin üretim, bakım ve tamiratını gerçekleştirebilecek, içme ve kullanma suyu muhtaçlıklarını indirimli yahut fiyatsız olarak karşılayabilecek.” (ANKA)