Bursa’da Perşembe sabahı gazetecilerle bir ortaya gelen eski Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı olacağı savları, seçim sistemine ait teklifleri ve Uludağ eteklerinde ruhsatı iptal edilerek yıkım kararı verilen dağ konutuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Çelik, toplantıda DW Türkçe’nin “2019 yılında gündeme getirdiğiniz ‘Seçim sistemine yüzde 40+1 oyu alan seçimi kazanmalı demiştiniz. Hâlâ bu fikirde misiniz, AKP Genel Merkezi’nde bu fikriniz dayanak görüyor mu?” sorusunu da yanıtladı.
“Yüzde 50+1 Türkiye’nin gerçekleriyle bağdaşmıyor. Biz yanılgıyı, yüzde 50+1’i anayasaya koyarak yaptık. Artık kimi arkadaşlarım bu fikrimi destekliyor” sözlerini kullanan Çelik, kelamlarını “Ben yüzde 50+1 sisteminin gerçek olmadığını, kanun çıkarken söyledim. Zira Türkiye’nin hem ekonomik hem de toplumsal gerçekleriyle bağdaşmıyor” diye sürdürdü.
Çelik, muhalefet blokunun oluşturduğu Altılı Masa’nın da Cumhur İttifakı’nın yüzde 40’ın üzerinde oyu olduğunu ve erişilebilir sayı olduğunu savundu. Artık ise yüzde 0,5 oy oranının bile ehemmiyet arz ettiğini ve başkanlık sistemini yaraladığını söz eden Çelik, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) değerli hale geldiğini de belirtti. HDP’ye sahip çıkıp birlikte hareket etmek isteyenlerin de rahat hareket edemediğini tabir eden Çelik, “Biz yanılgıyı, yüzde 50+1’i anayasaya koyarak yaptık. Artık kimi arkadaşlarım da bu fikrime dayanak oluyor” dedi.
Soylu’nun yerine geleceği iddiaları
Eski Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı olacağı argümanlarına ait sorulara da karşılık verdi.
“Sabah akşam İçişleri Bakanı olacağım konuşuluyor. Süleyman Bey’le ortamızda bir atışma varmış üzere gösteriliyor” diyen Çelik, Süleyman Soylu’yla tezler hakkında mesajlaştığını söz etti. “Aynı kabinede vazife yapmış birebir partide hizmet etmiş insanlarız. Ben Sayın Soylu’ya 21 Eylül’e, ‘Sayın Bakan binbir türlü zorlukla uğraşıyorsunuz. Bu tezviratları kim yapıyorsa, makamınız gereği siz ortaya çıkarırsınız’ yazdım. O da bana ‘Ağabey alıştık biz alıştık bunlara. Artık bunlardan memnun oluyorum’ dedi” biçiminde konuşan Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan‘la ortasında tansiyon olduğu söylentilerine de değindi.
Faruk Çelik gazetecilerle bir ortaya geldi
Çelik bu hususta “Cumhurbaşkanı Çelik’in elini sıkmadı’ yazmışlar. Cumhurbaşkanıyla 42 yıldır tokalaşıyorum, bir sefer tokalaşmasak ne olacak? Daha geçenlerde Artvin’de beraberdik” biçiminde konuştu.
31 Mart 2019’daki mahallî seçimlere 15 gün kala Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan telefon aldığını söyleyen Çelik, “Bana ‘Bursa’da 2 puan gerideyiz. Fakat sen konutta otuyorsun’ dedi. Sonra kapı kapı dolaştık. Sonuç ortada” sözlerini de kullandı.
AKP’li vekillere sitem
Çelik, toplantıda Bursa’ya dışarıdan öbür kentlerden aday gösterilen milletvekillerine de sitemini lisana getirdi.
Kendisinin 1996 yılında Fazilet Partisi Vilayet Başkanlığı yaptığını, 1999’da 2018’e kadar da çeşitli devirlerde Bursa Milletvekili olduğunu hatırlatan Çelik, “Bursa’ya dışarıdan gelen vekil arkadaşlara yönelik bir eleştirim var. Bursa’nın dinamikleri nedir diye bir ortaya gelmeyi talep etmediler. Rutinle uğraşmayı tercih ettiler” diye konuştu.
Kaçak dağ meskeni ile ilgili tartışmalar
Çelik’in Bursa’nın Uludağ eteklerindeki Kestel ilçesindeki Alaçam köyünde yer alan dağ konutunun kaçak olduğu gündeme gelmişti. 31 Aralık 2017’ye kadar yapılan kaçak yapılar için çıkarılan imar barışından faydalanılan dağ konutunun, daha ileri bir tarihte yapıldığı lakin süreksiz olarak getirilen affın kapsamına sokulduğu tespit edilmişti. Bu nedenle Bursa Etraf ve Şehircilik Vilayet Müdürlüğü’nün ruhsatını iptal ettiği dağ meskeni hakkında, AKP’li Kestel Belediyesi yıkım kararı çıkartmıştı. Lakin dağ konutu yıkılmadı.
Çelik, dağ konutuyla ilgili şunları söyledi: “68 metrekareden ibaret. Bina olağanda ruhsatlı. Bizim dışımızda ruhsatsız hale getirme eforları olmuş. Yılbaşı tatilinde de çalışma çabası gösterenler olmuş. Cimer’e de şikayet edilmiş. Şikayetten sonra Etraf ve Şehircilik Vilayet Müdürlüğü ruhsatı iptal etmiş. Kestel Belediyesi de yıkım kararı vermiş. Halbuki Kestel Belediyesi gelip yeri görmedi bile. Belediye lideri bana ‘bu iş bizi zorlar’ deseydi, ben ahşap olan o meskeni söktürüp odunları yoksul fukaraya ısınmaları için dağıtırdım.”