Nitekim Mabel Matiz, gönlü hoş bir şair olduğu üzere müzik kelamlarında de acıyı zarafetle vurucu, can yakan bir betimlemeyle aktarıyor. Bol bol da derin hisler döküyor kesimlerine Matiz. Mabel’in daha geniş kitlelere hitap ederek alternatif bir yıldız olmaktan bir pop star mertebesine ulaştığı, 2018 çıkışlı albümü “Maya” albümün hiti “Öyle Kolaysa” kesimindeki ve birçok müziğine yayılan Erkin Koray tadındaki Anadolu Rock lezzeti ile Sezen Aksu’nun âşık lisanını birleştiren usulü da hoş kalbini ele veriyor. Mabel hisli çocuk kısacası, yarayı bilen bir aşk insanı. Vaktinde piyasada dikkat çeken işlerinden biri olan Yıldız Tilbe müziği “Aşk Yok Olmaktır” seçiminden de muhakkak ki konserini Yıldız Tilbe’nin his dolu kesimine yorumuyla açtı. Akabinde Maya albümündeki “Ya Bu İşler Ne” gelince onu parlatan ve beni de çeken işlerle şık bir giriş oldu konsere. Sesinden çok hissederek yakarışı yakışıyor birtakım müziklerine. Müzik muharriri olması da en güçlü istikameti. Aktivist tutumuyla sahneye çağırdığı 15 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu ile sımsıcak sarılışı üzere Gülşen’den seçtiği “Bir Fırt Çek” yorumunun akabinde Gülşen’e dayanak kelamlarıyla de neden konserine gittiğimin karşılığını veriyordu bana. Dürüst olmak gerekirse daha çok haline, şiirine sevilir Mabel. Temel beklediğim müziği “Karakol” başladığında da sonunda benim de eşlik edebileceğim bir müzik çıktı diye sevinmedim değil, samimi olmak gerekirse tüm diskografisini ezbere söyleyenler ortasında caz konserlerinden çıkmayan Yazgülü ile Terminatör’de çırılçıplak diğer bir dünyadan düşmüş Arnold üzereydik.