Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’da Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’ne (YK Enerji) kaynak sağlanması için kömür ocağı açılmasına karşı İkizköylülerin gayreti sürüyor. İkizköylüler, ormanı YK Enerji’ye tahsis eden bakanlık kararına karşı çıkarak dava açmış ve bölgede üçüncü eksper keşfi yapılmıştı.
Bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğunu savunan İkizköylüler, rapora itiraz etmiş ve eksperler hakkında hata duyurusunda bulunmuştu. Muğla 1. Yönetim Mahkemesi ise üçüncü eksper raporuna dayanarak, geçen ağustos ayında verdiği ‘yürütmeyi durdurma’ kararını 2 Aralık’ta kaldırdı. İkizköylüler, bugün Muğla 1. Yönetim Mahkemesi önünde bir ortaya gelerek ‘yürütmenin durdurulması’ kararının kaldırılmasına itiraz etti.
“BİLİRKİŞİLER GERÇEĞE GÖZLERİNİ YUMDU”
İkizköy Etraf Komitesi Lideri Nejla Işık, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:
* “Biz İkizköylüler, üç yıldır Akbelen Ormanı kömür madeni için yok olmasın, hayat alanlarımız talan edilmesin diye hem türel hem fiili olarak büyük bir uğraş veriyoruz. Tekraren kere yapılan eksper keşfinin sonuncu raporunda uzmanlar, haykırdığımız onlarca gerçeğe gözlerini yumdu, kulaklarını tıkadı, başını çevirdi ve raporlarında ‘Akbelen Ormanı kömür madeni için kesilebilir’ dedi.
* Keşif sırasında Akbelen’le birlikte yaşadığını gösterdiğimiz binlerce zeytin ağacımızı, onlarca su kuyusunu, yaban hayatı, canlılığı, varlığıyla kamu faydası olan koca bir ekosistemi görmezden gelerek, keşif sırasında madene dayanamayıp gölgesine sığındıkları zeytin ağacına bile ihanet ederek bilimsellikten uzak bir rapor hazırladılar. Sunduğumuz hiçbir uzman görüşünü, bilimsel raporları dikkate bile almadılar.
“YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARINI KALDIRDI”
* Üçüncü keşif öncesinde, ‘Yaptığımız araştırmalar sonucunda bir kısım eksperlerin tarafsızlıkları konusunda kuşkular oluşmuş, lakin somut münasebetler olmadığı için bu istikamette itirazda bulunmuyoruz, telaş ve kuşkularımızın yersiz olduğunun ortaya çıkmasını diliyoruz’ demiştik. Ancak ne yazık ki telaş ve kuşkularımızın ne kadar yerinde olduğunu, Akbelen Ormanı üzere büyük bir ekosistemin kömür madeni yüzünden geri dönüşü ve telafisi olmayacak biçimde yok olma ihtimalinin gerçekliğini görmezden gelen raporlarda görmüş olduk.
* Rapora itiraz etmemize ve bu bilimsellikten uzak raporu hazırlayan eksperler hakkında cürüm duyurusunda bulunmamıza karşın mahkeme, gerçeği yansıtmayan rapora dayanarak yürütmenin durdurulması kararını da kaldırıldı. Bugün buraya daima birlikte, yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasına yönelik itiraz etmek için geldik.”
“AKBELEN ORMANI’NIN, ZEYTİN KANUNU VARKEN YOK EDİLMESİ ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR”
“Biz İkizköylüler tüm yetkililere sesleniyoruz” diyen Işık, açıklamasına şöyle devam etti:
* “Asıl kamu faydası, Akbelen Ormanı’nın, zeytinliklerin, tarım alanlarının geleceğe miras olarak bırakılmasıdır. Asıl kamu faydası, kirli sermayelerin, talancı şirketlerin çıkarlarını korumak değil, halkın faydasını gözetmek ve geleceğini korumaktır. Bizler, burada, ‘Akbelen Ormanı yaşasın’ diyen halkın sesiyiz. Bizler, burada, imza kampanyamızı imzalayan 110 bin bireyle birlikte haksız kararlara itiraz ediyor, hepinize zeytin kısmı uzatıyoruz. Zira zeytin hayattır, zeytin kutsaldır, zeytin barıştır.
* Kadim zeytin ağaçlarımızın da içinde yaşadığı Akbelen Ormanı’nın, Zeytin Kanunu varken yok edilmesi asla mümkün değildir. Biliyoruz ki Akbelen’in ve biz İkizköylüler’in sesine hakikaten kulak verilirse emekliye ayrılması gereken, zehir saçan termik santraller için en değerli mirasımıza, Akbelen Ormanı’na kıyılamaz. Doğrunun yanında yer alan, ‘Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz’ diyen 110 bin kişi olarak, çabadan vazgeçmiyoruz. Bunlar bizi yıldıramaz. Direne direne kazanacağız.”
“AKBELEN ORMANI YALNIZCA İKİZKÖY’ÜN PROBLEMİ DEĞİL”
Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesi durumunda Bodrum’un susuz kalacağını söyleyen İkizköylülerin istekli avukatı İsmail Hakkı Atal ise şöyle konuştu:
* “Mahkemeye, Anayasa Kurulu üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun, ‘Doğal kaynakların planlanması ve ülkenin parçalanamaz bütünlüğü’ çalışmasını, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dokümanını sunacağız. Bu çalışma ve bilimsel kanıtlar, Akbelen Ormanı’nın yalnızca İkizköy’ün problemi olmadığını gösteriyor. Neden? Geçtiğimiz günlerde Bodrum Belediyesi, Orman Genel Müdürlüğü’ne bir dava açtı.
* 2013 yılında Beşli Çete’den Limak bu santrali satın almadan evvel Türkiye Kömür İşletmeleri’nin yaptırdığı hidrojeoloji raporuna nazaran, Akbelen Ormanı giderse Bodrum susuz kalacak. Zira Akbelen Ormanı’nın yanı başındaki Karacahisar ve Çamköy alt su havzalarının suyu, Akbelen Ormanı’nın altındaki kömür yatağının bir blok olarak durması sayesinde Bodrum’a akıyor. Bu sayede Bodrum, Türkiye’ye yılda 5 milyar dolar turizm geliri kazandırıyor. Şu an Türkiye’nin ve Bodrum’un en değerli meselelerinden birisi, susuzluk. Bu nedenle Akbelen Ormanı yalnızca Akbelen’in, İkizköylülerin sorunu değildir.
“YENİKÖY TERMİK SANTRALİ 508 MİLYAR LİRA SIHHAT HARCAMASI YAPTIRMIŞ”
* Mahkemenin ve tetikçi eksper heyetinin göz önüne almadığı, Avrupa Sıhhat ve Etraf Bilimi’nin raporu ne diyor? 1986’da işletmeye giren Yeniköy Termik Santrali, 35 yılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne 508 milyar lira sıhhat harcaması yaptırmış. 1993 yılında işletmeye giren Kemerköy Termik Santrali, 28 yılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne 260 milyar lira sıhhat harcaması yaptırmış, insanları öldürmüş, kanser etmiş, hasta etmiş, toprağı bitirmiş, kısırlaştırmış. Sonuç de bu iki termik santralin Türkiye’ye yıllık ortalama sıhhat maliyeti, bilimsel kanıtlara nazaran 23 milyar lira. Niçin? Beşli Çete’den Limak, yılda 200 milyon lira para kazansın diye.
“LİMAK TERMİK SANTRALİ KAPATILMALIDIR”
* Anayasa’nın 10. unsuru der ki ‘Kamu vazifelileri, kanun önünde eşitlik prensibine uygun davranmak zorundadır’. Hiçbir sınıfa imtiyaz tanınamaz. Buna Beşli Çete de dahildir. Münasebetiyle Anayasa’nın 10. hususuna herkes uygun davranmak zorundadır. Bir avukat olarak ben de polis de jandarma da hakim de vali de kaymakam da. Devlete 2 yılda 20 milyar lira sıhhat harcaması yaptıran Limak, termik santrali kapatılmalıdır.” ANKA