Deprem bölgesinin tekrar ayağa kalkmasının yolunun bu kentlerde üretimin yine başlamasından geçtiğini belirten Avdagiç, sarsıntının Türkiye’nin kalkınma ve endüstrileşme stratejisinde bir ‘desantralizasyon’a yol açmasını dileyerek, şöyle devam etti:
Avdagiç, toplantıda, zelzelelerin akabinde gerçekleştirdikleri çalışmaları da anlattı. Avdagiç, “İTO Zelzele Uyum Merkezi’nden bölgeye 108 TIR ve 8 uçakla yardımları gönderildi. Üyelerimizle birlikte bölgeye şu ana kadar yaptığımız yardım ölçüsü 220 milyon liraya ulaştı” dedi.
Acil tedarikçi üzere çalıştıklarını belirten Avdagiç, “İstanbul’dan tedarik ettiğimiz yakmaya hazır odunları kamyonlara yükleyip yola çıkardık. Acil muhtaçlık bilgisi gelince anında bölgeye talep edilen kadar oksijen tüpü gönderdik. Çadırkentlerde buzdolabı olmadığı için eserlerin uzun mühlet korumasını sağlayan ‘termo box’lar talep edildi. Onları gönderdik. Bir bölgeden ‘acil çadıra gereksinim var’ haberi gelince, biz oraya çabucak çadır gönderdik. Nokta atışlı ve incelikli bir çalışma yürüttük” diye konuştu.
Depremin sonuçlarının en az 1 sene boyunca bölge beşerinin hayatını etkileyeceğine dikkat çeken Avdagiç, “Deprem bölgesinin daha uzun müddet yardıma ve özel takviyelere muhtaçlığı var. İş dünyası olarak yardımları, muhtaçlıklar sürdükçe devam ettirmek zorundayız. Olağan hayata dönüş için daha uzun bir yolumuz olduğu tartışma götürmez bir gerçek. Bizler de yardım çalışmalarımızı bu perspektifle şekillendiriyoruz. Rutin gereksinim yardımlarımızı nizamlı olarak uzun mühlet devam ettirmemiz gerekiyor. İTO olarak, devletimizle ve TOBB ile uyum halinde bu çalışmalarımızı yürütüyoruz” sözlerini kullandı.
Şekib Avdagiç, İTO’nun orta vadede yapacakları çalışmaya ait ise “Bölge insanımızı kalıcı konutlarına yerleştirmek, onların yanında olmak için başlatılan çalışmada, İTO olarak yerimizi alıyoruz. Bunun nasıl olacağına dair yol haritasını, TOBB ve devletimizin ilgili üniteleriyle çizmeye çalışıyoruz” dedi.
Avdagiç, kalıcı konutlara kadar muhtaçlık duyulacak konteyner kentler için de çalışma yürüttüklerini, Kahramanmaraş Sıhhat Vilayet Müdürlüğü’nün gereksinimi için özel konteynerler hazırlayıp gönderdiklerini, tekrar barınma konteynerleri sevkiyatının da devam ettiğini kaydetti.
Deprem bölgesinden başlayarak tüm illerimizle zelzeleye hazır ve zelzeleyle barışık bir Türkiye’yi tekrar inşa etmek zorunda olduğumuzun altını çizen Avdagiç, “Yine afetlere karşı en hazırlıklı, afetler sonrasında da en süratli ve tesirli reaksiyon verebilen ülke olmalıyız. Bunun için de eğitimimizi, mevzuatımızı ve bürokratik yapımızı yine kurgulamamız gerekiyor. Kanuna karşın, fiili durum oluşmasına asla müsaade etmemeliyiz” diye konuştu.
İstanbul’un sarsıntı riskine de dikkati çeken Avdagiç, “Dönüşümün ve yine inşanın bir misyon olduğu şuuruyla hareket edilmesi gerekir. Bu yüzden devletimizin bu kapsamdaki faaliyetleri vergilendirmesinde vergi gelirini, özel dalımızın de bu faaliyetlerden elde edeceği karda kârı öncelememesi gerektiğine inanıyoruz” sözlerini kullandı.