İzmir’de Tabip Mücahit Furkan Balcı‘nın erkek doktora muayene olmak istemeyen bayanın eşi tarafından hücuma uğraması protesto edildi. “Sağlıkta şiddete hayır” yazılı pankart açıp sloganlar atan sıhhat çalışanları, “Artık beşerler şiddete yönelme olarak kışkırtılmaya başlandı. Doktorları ve sıhhat çalışanlarını korumak için parmağınızı kıpırdatmıyorsunuz. Sıhhat sistemini oy deposu görenleri de sıhhatte terörü görmezden gelerek destekleyenleri de tarih affetmeyecektir. Seyirci kalanlara ve sırt sıvazlayanlara asla meydanı boş bırakmayacağız” açıklamasını yaptı.
İzmir Sıhhat Platformu öncülüğünde bir küme sıhhat çalışanı, bugün Sıhhat Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı. Tabip Mücahit Furkan Balcı’ya yapılan saldırıyı protesto eden sıhhat çalışanları, ”Sağlıkta şiddete hayır” yazılı pankart açıp, ”Şiddet varsa hizmet yok”, “Sağlıkta ticaret vefat getirir”, “Sağlıkta şiddet sona ersin” sloganları attı. Küme ismine basın açıklamasını İzmir Tabip Odası Lideri Süleyman Kaynak okudu. Açıklama şöyle:
”Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, hastalarına bakmakta olan bir meslektaşımız, insanlık dışı bir nedenle ve tekrar insanlık dışı canice bir taarruza maruz kalmış ve ağır yaralanmıştır. Ey kamu yöneticileri, yaralı doktor arkadaşımıza ‘Geçmiş olsun’ demeyin, ‘Üzüldük’ demeyin, ‘Saldırganı kınadık’ demeyin. Bunların hiçbirinin kıymeti kalmadı. Tedbir alın, saldırganlara art çıkmayın, sıhhat çalışanlarının feryadını duyun. Sıhhat terörünü durdurun. Yıllardır giderek artan sıhhat terörünün nedeni sıhhatte dönüşüm politikalarıdır, sıhhat sistemini oy kaynağı olarak kullanma uğraşıdır. Kışkırtılmış sıhhat talebidir ve kamu idaresinin herkese sıhhat yerine hastalık vaat etmesidir. Kamu idaresi, hükümet, artık organize edemediği, kışkırta kışkırta altından kalkılmaz hale gelmiş taleple sıhhat sistemini, yeniden oy uğruna tekrar günlük siyaset uğruna seçim sürecinde kullanmaya, buradan oy devşirmeye çalışmaktadır. Tıkanmış sıhhat sistemini çalışıyormuş üzere göstermek, palavra bir algı yaratmak ve beş dakikada üç dakikada bir hasta bakılmasına programlanmış saçma elektronik sistemlerle halkı kandırmaya devam etmektedir. 3 dakikada 5 dakikada hastalara bakılmış üzere yapılarak bu toplum aldatılmaktadır. Bu toplum hastalıklarına deva bulamaz duruma sokulmaktadır.
“Hastanelere ne elektronik ne insan gücü ne de türel güvenlik sağlamamakta ısrarlı davranan kamu yöneticileri bu sürecin sorumlusudur”
Kamu idaresi hastalara şunu söylemektedir; biz bu sistemi çalıştıramıyoruz. Şayet sıhhat muhtaçlığın varsa, sıhhat kurumu işte şurada. ‘Ne istiyorsun, muayene mi? Ne istiyorsun, tetkik mi, ne istiyorsun rapor mu, ne istiyorsun reçete mi, git oradan istediğini elde edene kadar her şeyi yap, istediğini al. Hatta, elde etmek için şiddet kullanmak gerekiyorsa kullan. Ben senin arkandayım. Zorla ne istiyorsan al. Ben senin gerini sıvazlayacağım. Böylelikle sıhhat sistemi çalışıyor görünecek. Ben de oradan oy alacağım.’ Bu denmektedir. Artık beşerler sayı olarak değil şiddete yönelme olarak da kışkırtılmaya başlandı. Bu hususta hükümet ve bir kısım siyasi partiler samimiyetsizdir. Nereden anlıyoruz? 1 Ağustos’ta fevkalâde ‘Sağlıkta şiddet’ daveti ile TBMM’nin birleşimine katılmayıp Meclis kulisinde oturan partiler ve milletvekilleri bunun sorumlusudur. Hastanelere ne elektronik ne insan gücü ne de tüzel güvenlik sağlamamakta ısrarlı davranan kamu yöneticileri bu sürecin sorumlusudur.”
“Hekimleri ve sıhhat çalışanlarını korumak için parmağınızı kıpırdatmıyorsunuz”
Hekimlerle ve sıhhat çalışanları ile alay eder üzere ferdî korunma eğitimi alma tavsiyesine kadar giden bir kamu idaresine, en temel hakkımız olan can güvenliği ve ömür hakkımızı bile koruyamayan kamu idaresine sesleniyoruz. Neredesiniz ne yapıyorsunuz? Kamu ismine hizmet eden tabipleri ve sıhhat çalışanlarını korumak için parmağınızı kıpırdatmıyorsunuz. Bu bir acizlik midir yoksa bir siyaset mıdır? Bizler doktorlar ve sıhhat çalışanları olarak, cins, ırk, din ayırımı yapmaksızın her insanı insan olarak görerek teşhis ve tedavi yaparız. Hiç kimse hiçbir vatandaş, cins, ırk, din ayrımı yaparak, bir diğerini yargılayamaz, değerlendirmez. Bu insanlığa terstir. Anayasaya terstir. Bu ayrımcılığı yapanlar kadar, özendirenler de anayasal kabahat işlemişlerdir. Dolayısı ile dünkü cürüm yalnızca bir darp ve yabanî yaralama hatası değil birebir vakitte anayasal bir hatadır. Buna seyirci kalanlara ve sırt sıvazlayanlara asla meydanı boş bırakmayacağız. Sağlık sistemini oy deposu görenleri de sıhhatte terörü görmezden gelerek destekleyenleri de tarih affetmeyecektir. Sıhhat çalışanları ve doktorlarımız affetmeyecektir. Bizler doktorlar ve sıhhat çalışanları yalnızca sıhhatte terörü değil bunu bir siyaset haline getirenleri de tarihin karanlığına mahkum edeceğiz. Bu çaba sürecektir. Bu gayret kazanılacaktır.”
Ne olmuştu?
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dün saat 14.00 sıralarında Asistan Doktor Mücahit Furkan Balcı hücuma uğramıştı. Argümana nazaran; muayene için dinlediği bir bayan eşinin de içeri girmesini istedi lakin Balcı buna olumsuz cevap verdi. Bu nedenle bayan “Erkek doktora muayene olmak istemiyorum” diyerek dışarı çıktı. Bir müddet sonra hasta ve eşi kapı önünde Tabip Mücahit Furkan Balcı ile tartışmaya başladı. İtiş kakış yaşanırken, M.A.K. isimli koca yumruk atarak Tabip Balcı’nın burnunu kırdı. Olaya ortaya giren hastane işçisi ve yurttaşlar müdahale ederken Tabip Mücahit Furkan Balcı, darp raporu alarak şikayetçi oldu. (ANKA)