Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Platformu’nun düzenlediği iftar buluşmasında, eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu ile bir ortaya geldi.
ANKA Haber Ajansı’nın haberine nazaran, İsmail Müftüoğlu, burada yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek, “17 yıldır siyasi baskılardan uzak durduklarını” söyledi.
Müftüoğlu, “Daha önce de Kemal Beyefendi bir sohbetimize katıldı. Ben kendilerine teşekkür ediyorum. Son derece nazik. Bir sefer daha geldiler. Ben onun nezaketi ve efendiliğinden son derece şad olduğumu söz ediyorum” dedi.
İftarda konuşma yapan Kemal Kılıçdaroğlu da “Yoksulu düşünen bir aydayız. Kendi iç dünyamızı da bir manada sorgulamamız gerekiyor. Bu ayın özelliklerinden biri de bu. Yunus’un bir deyişi var. ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen, bu birçok okumaktır’ diye. Buradaki kendini bilmek kadar bedelli bir kavram yoktur. Bir insanın kendisini bilmesi, hayatı sorgulaması, uygunluktan yana olması kendini bilmek demektir. Kendini bilmek demek birebir vakitte harama el uzatmamak, beytülmale el uzatmamak, kul hakkı yememek, adaletten yana olmaktır. Adalet, hak ve hukuktan yana olmaktır. Kendini bilmek, ‘Komşusu açken, tok yatan bizden değildir’ ideolojisine inanmak demektir” tabirlerini kullandı.
‘EMİNE ŞENYAŞAR’A YAPILAN HAKSIZLIĞI DÜŞÜNMEMİZ GEREKİYOR’
“Kendimizi bilmek kadar kıymetli bir şey yoktur. Pekala biz sahiden kendimizi biliyor muyuz? Ülkeyi yönetenler kendilerini biliyorlar mı? Ülkeyi yönetenler sanki sahiden adalet, hak ve hukuktan yanalar mı?” diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Emine Şenyaşar, eşi ve çocukları öldürülen, eşi hastanede başına tüp vurularak öldürülen bir anne ve birebir vakitte bir eş. Türkçe bilmiyor, gittim yanına sıkıntısını anlatıyor fakat ortada bir tercüman var, o söylüyor bana. 8 savcı değişti. Savcılar dava açmaktan korkuyorlar. Zira öldürenler çok güçlü. O vakit sorgulamak gerekiyor. Kendimizi biliyor muyuz sanki? O annenin dramını biliyor muyuz sanki? Eşinin ve çocuklarının güçlü bir kişi tarafından öldürülmesini ve savcılara siyasi baskı yaparak, dava açılmamasının yolunu seçmesi ne demektir? Kaçımız buna itiraz ettik, kaçımız bu hakikat değildir dedik? Gittim, sonunda dava açıldı. Davayı takip ediyoruz. Ne diyor sevgili Peygamberimiz, ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.’ Ben o annenin kime oy verdiğini hiçbir vakit düşünmedim, aklımın ucundan bile geçirmedim. Lakin o anneye yapılan haksızlığı düşünmemiz gerekiyor.”
‘KAVGASIZ BİR GELECEK İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ’
Devlet idaresinin saydam olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Çünkü milletin parasını toplar, harcadığı para milletin parasıdır. Milletin parasını milletin çıkarı, memleketin, devletin çıkarı için kullanırsınız. Ferdî çıkar için kullandığınız andan itibaren öteki bir dünya olur. Yani sultanın sofrasına oturan alimin fetvası kabul olmaz, bunu bilmek zorundayız. Bunu kabul ettiğimiz vakit kendimizi bilmiş oluruz. O vakit kimiz biz, neyiz biz? Şanlı Yaradan’ın bize verdiği en kıymetli şey akıl. Sahiden aklı yanlışsız yerde kullanabiliyor, aklı sorgulayabiliyor muyuz? Şayet ön yargılardan arınıp hayatı sorgulayabilirsek doğruyu daha rahat yakalayabiliriz” dedi.
Kılıçdaroğlu, siyasetin yeterlilikte yarış yolu olduğunu vurgulayarak, “Geçmişten ders çıkarıp hoş bir gelecek inşa etmek zorundayız. Kavgasız bir gelecek inşa etmek zorundayız. Herkesin inancı, kimliğine, hayat biçimine hürmet duyarak yol almak zorundayız. Bunu yaptığımız vakit Türkiye büyür, kutuplaşmaktan kurtulmuş oluruz” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)