Birleşmiş Milletler’in New York’taki genel heyetinde Lider Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “KKTC’nin artık tanınması gerekiyor” açıklamalarından sonra birinci kritik atılım gerçekleştirildi.
Ertuğruloğlu, “Bu ciddiye alınması gereken bir davet. Bizler için olağanüstü değerli, o gün tarih yazıldı. Daha evvel de belirtmiştim, buna inanan Kıbrıs Türk halkı için bayram niteliğinde bir olay yaşandı o gün. Gurur duyduk. Bu davete sevinenlerimiz olduğu üzere maalesef küçük bir zümre dahi olsa buna üzülen insanlarımızın da olduğu bir gerçek. Bir insanın, kendi devletinin tanınmasını talep etmenin yanlış olduğunu düşünebileceğini ben şahsen düşünemiyorum.” dedi.
Bugüne kadar KKTC’nin tanınmasını talep eden bir siyaset ile memleketler arası arenada yer alınmadığını söz eden Ertuğruloğlu, “Biz ‘toplumlararası görüşmeler’ denen müzakere süreçleri devam ederken hiçbir vakit KKTC’nin tanınmasını gündeme almadık, KKTC’nin hakkını müzakereler içerisinde ve sonucunda elde etmeyi öngörerek, tanınma talep etmeden müzakerelere katıldık. Ana vatan Türkiye, Kıbrıs konusunda KKTC’nin tanınmasını talep eden bir siyasete geldi. Bu bir birincidir. Olayın ehemmiyeti buradadır.” diye konuştu.
BİR AY MÜHLET VERİLDİ
BM’nin taslağı inceleyeceğini anlatan Ertuğruloğlu, “En kısa müddette karşılık vereceklerini söylediler fakat biz fazladan bir ay mühlet tanıdık. KKTC olarak net bir halde onlara diyoruz ki ‘Bakın, KKTC topraklarında sizin vazife yapmanızın onayını verecek olan makam Rum hükümeti değildir, biziz. Biz bu kadar sene misafirperverlik yaptık, müsaade verdik lakin artık bu bitti. Cevap olumsuz gelirse de atmamız gereken adımlardan asla çekinmeyiz. 1974’ten sonra Türk askerinin garantisiyle yaşıyoruz, BM askeri KKTC’den giderse gider” tabirlerini kullandı.
“ŞİMDİ İSMİ KONDU”
2017’den beri ismi konmadan tanınma siyasetinin yürütüldüğünü, artık isminin konduğunu belirten Ertuğruloğlu, Lider Erdoğan’ın bu çıkışının bir sürpriz olmadığını kaydetti. Ertuğruloğlu, “2017’de Crans Montana müzakerelerinin çöküşünden sonra Türk tarafının siyaseti hükümran eşitlik ve eşit milletlerarası statü tabanına oturtulmuştu; eski müzakere süreçlerinin ortadan kalktığını, tıpkı şeyleri tekrarlayarak farklı sonuçlar beklemememiz gerektiği yerinde bir siyasete geldik. Hükümran eşitlik ve eşit memleketler arası statü talebinde bulunan dış siyaset yerine oturtuldu. Ne demektir hâkim eşitlik ve eşit memleketler arası statü, aslında bu tanınma demektir. Bir devletin hâkim eşitliğinin kabulü ve eşit milletlerarası statüsünün tescili tanınma değil de nedir? Açık tanınma talep etmeden tanınmayı gündeme getiren bir siyaset ile 2017’den beri bir siyaset güdülüyordu.
Şimdi ismi kondu.” sözlerini kullandı. Hükümran eşitlik varsa siyasi eşitliğin manası olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, çok ağır bir çalışma periyoduna girildiğini söyledi. Ertuğruloğlu, “Yeni bir periyoda girilmiştir, yeni bir sayfa açılmıştır. Hiçbir şey eskisi üzere olmayacaktır. Eski periyotların literatürünün de ortadan kalkması gerekir, yeni periyoda nazaran yeni literatür kullanımının gündeme gelmesi gerekir. ‘Oturduğumuz yerde bekleyelim, bu sürece sarılmayalım, gereğini yapmayalım, Türkiye nasıl olsa bizi biri yerlere tanıtır’ tipinden yaklaşım içerisine asla girilmeyecektir.
Bunu çok net söylüyorum, çok çalışmamız gerekir, çok önemli çalışmamız, bu sürece sonuna kadar sarılmamız gerekir. KKTC devleti hepimizin devletidir, devletin tanınması hepimiz için gereklidir. Türk ulusu için gereklidir. Kıbrıs Türkü’nün bu Ada’daki güvenliği için, refahı için gereklidir. KKTC’nin tanınması hiçbir halde birine tehdit teşkil eden bir olay olmayacaktır.” diye konuştu. KKTC’nin tanınmasını öngörmeyen şahısların KKTC makamlarında olmaması gerektiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, bunun bir halk ve ulus sıkıntısı olduğuna değindi.
“BM BARIŞ GÜCÜ BİZİM TOPRAKLARIMIZDA VAZİFE YAPACAKSA BİZİM ONAYIMIZIN OLMASI LAZIM”
Yeni devrin birtakım gereklerinin ortaya çıkacağına işaret eden, bunlardan birinin de Ada’da konuşlu BM Barış Gücü (BMBG) konusu olduğunu belirtti. Ertuğruloğlu, geçen hafta New York temaslarında, BMBG’nin KKTC’deki faaliyetleriyle ilgili mutabakat yapılmasını BM’ye sunduğunu anımsattı. KKTC topraklarının, BMBG’nin Rum tarafının onayı ile misyon yapacağı topraklar olmadığını, burada misyon yapacaklarsa bunun müsaadesini verecek tek makamın KKTC olduğunu BM’ye tabir ettiklerini aktaran Ertuğruloğlu, muahede konusunda bir aya kadar BM’den cevap beklediklerini söyledi.
Ertuğruloğlu, “Yanıt olumsuz gelirse, alınması gereken kararı almaktan da asla çekinecek değiliz.” dedi. Hükümran eşitlik, eşit memleketler arası statü ve KKTC’nin resmen tanınması siyasetinde, BM’ye evvelce olduğu üzere konuk olarak bakma lükslerinin olmadığını, bunu BM’ye de söylediklerini belirten Ertuğruloğlu şunları kaydetti. “BMBG, bizim topraklarımızda vazife yapacaksa bizim onayımızın olması lazım. Biz, KKTC’de ana vatanımızın garantisiyle kendi hak ve çıkarlarımızı müdafaasını çok yeterli biliriz. BMBG’nin de bizim statümüze hürmet göstermesini ve bu hürmet gereği bizimle bir muahede imzalamasını talep ediyoruz. 1974 ve sonrasında Türk askerinin sağladığı teminatla burada yaşıyoruz.”