KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Heyeti kürsüsünden yaptığı “bağımsız Kıbrıs” davetine ait, “Cumhurbaşkanı Erdoğan üzere bir başkanın BM Genel Konseyi üzere bir ortamda bu türlü bir davet yapması bizlerde bayram tesiri yaptı.” dedi.
Ertuğruloğlu, New York’ta BM Genel Şurası kapsamındaki temasları ve akabinde Washington’da yaptığı görüşmelerin akabinde basın mensuplarıyla bir ortaya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Şura kürsüsünden yaptığı “bağımsız Kıbrıs” davetini anımsatılması üzerine Ertuğruloğlu, “Bu, son derece değerli. Cumhurbaşkanı Erdoğan üzere bir önderin BM Genel Şurası üzere bir ortamda bu türlü bir davet yapması bizlerde bayram tesiri yaptı. Dört gözle bugünleri bekleyenler, bizler üzere sahiden bayram ettik.” sözünü kullandı.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs meselesinin tek tahlilinin tarafların statüsünün eşitlenmesi olduğunu vurgulayarak “Yani biri devlettir, biri de o devletin toplumu muamelesi devam ettiği surece Kıbrıs sorunu diye bir sorun memleketler arası topluluğun gündeminde kalmaya devam edecektir.” ihtarında bulundu.
“Kıbrıs konusunun çözümsüzlüğünün garantisi de bu BM parametreleridir, BMGK kararıdır”
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsünü anımsatarak, Kıbrıs Türkü’nün bu cumhuriyete sarıldığını kaydeden Ertuğruloğlu, “Buna inanmayan, güvenmeyen ve en uygun vakitte bunu ortadan kaldırmak gerekir diye düşünen Rum ortaktı. Bunu da yaptı. 1964’te alınan 186 sayılı BM Güvenlik Kurulu (BMGK) kararıyla Kıbrıs meselesinin BM çatısı altında müzakereler yoluyla çözülemeyeceği garanti altına alındı. Bu nokta çok kıymetli.” sözünü kullandı.
Ertuğruloğlu yıllarca kendilerine “BM parametrelerinden” bahsedildiğine işaret ederek, “Ama Kıbrıs konusunun çözümsüzlüğünün garantisi de bu BM parametreleridir. BMGK kararıdır. Olmayan bir paydaşlık devletine ve hükümetine atıfta bulunarak, 186. karar ile Barış Gücü dedikleri askerlerin Ada’ya gitmesi sağlanırken sorunun da çözümsüzlüğü sağlanmış oldu. Bu şartlarda 50 sene değil, 500 sene görüşsek hiçbir talihi olmayan bir müzakere sürecinden bahsetmiş olacağız.” diye konuştu.
Kıbrıs sıkıntısını yaratanların da BMGK’nin 5 daimi üyesi olduğunu ve bu ülkelerin bölgede farklı çıkarları olduğunu belirten Ertuğruloğlu, “Bizim BMGK’de hiçbir halde beklenti içine girmememiz lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tabirinin ne kadar haklı olduğunu bir kere daha görmüş oluyoruz.” dedi.
Ertuğruloğlu, KKTC’nin dünyaya küsme lüksü olmadığını bu nedenle de her yıl sistemli olarak BM ve Washington temaslarını yürüttüklerini belirterek “Bizim vazifemiz Kıbrıs Adası’nın gerçeklerini dünyaya kabul etseler de etmeseler de daima olarak söz etmektir. Kıbrıs Türkü’nün misyonu, Kıbrıs Adası’nın Türk ulusunun çıkarlarına tehdit oluşturmayacak bir ada olmasını sağlamaktır ve o halde korumaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
KKTC taslak SOFA muahedesini BM’ye sundu
New York’taki temasları kapsamında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Barış Operasyonlarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix ile görüştüklerini aktaran Ertuğruloğlu, “Kuvvetler Mutabakatı Statüsü” (SOFA) muahedesine ait de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Biz hazırladığımız taslak SOFA mutabakatını Lacroix’e verdik. Artık onu inceleyecekler ve karşılıkları neyse bize onu yakın vakitte bildirecekler. O yanıtlarına nazaran biz de almamız gereken karar neyse almaktan çekinmeyeceğiz. KKTC olarak net bir biçimde onlara diyoruz ki bakın, KKTC topraklarında sizin misyon yapmanızın onayını verecek olan makam Rum hükümeti değildir. Biziz.
Biz çok sene misafirperverlik yaptık, âlâ niyetle sizi konuk kabul ettiğimizi söyledik, müsaade verdik lakin artık bu bitti. Eşit iki devlet ve eşit memleketler arası statü siyasetinden ötürü artık bu misafirperverliği yapamayacağız ve bizimle farklı mutabakat imzalamaları gerekir.”
“Rumlar, Türkiye’ye karşı rastgele bir askeri muvaffakiyet bahtı olmayan bir durumda”
ABD’nin Güney Kıbrıs Rum İdaresi’ne silah ambargosunu kaldırması konusunu da ABD’li yetkililerle görüştüklerini kaydeden Ertuğruloğlu, “Burada hoşnutsuzluğumuzu, reaksiyonumuzu çok net bir biçimde tabir ettik. Bunu yalnızca ABD’nin silah ambargosunu kaldırması olarak da değerlendirmiyoruz. Bunu Batı’nın Yunanları ve Rumları şımartma siyasetlerinin önemli bir devamı olarak gördüğümüzü, Fransızların yakın bir geçmişte taarruz helikopterleri sattığını, ABD’nin ambargo kaldırması falan bunların hiçbir biçimde bölgedeki huzur, barış, uygun niyet ortamına uygun gelişmeler olmadığını, bunlara karşılık önlem almak durumunda olduğumuzu ayrıntılı bir formda yansıttık.” diye konuştu.
Ertuğruloğlu, ABD’nin silah ambargosunu kaldırmasına münasebet olarak Rusya’yı gösterdiğini ve bunun inandırıcı olmadığını belirterek “Rumların hiçbir vakit muvaffakiyet bahtı olmayan bir askeri yarışa girmekle kendi kendilerini darbelediklerini, Türkiye’ye karşı rastgele bir askeri muvaffakiyet talihi olmayan bir durumda olduklarını, Batı’nın şımartmalarına güvenerek hadlerini aşan siyasetlere yeltenmemeleri temennisinde bulunduğumuzu, bunları çok net bir formda muhataplarımızla paylaşıyoruz.” dedi.
Ertuğruloğlu, Avrupa Kurulu’nun Loizidou kararını “başarı” olarak değerlendirdi
Kıbrıs konusunda resmen sağırlara karşı konuştuklarını lisana getiren Ertuğruloğlu, “Bizim için dünyanın en değerli ülkesi ana vatan Türkiye, bizi tanıyan, tanımamakla da kalmayıp, A’dan Z’ye her türlü gereksinimimize her vakit yetişen bir ülkedir. Tanınmamışlığı aleyhimize kullanmaya çalışanlara da her vakit şunu söylüyoruz. Bizim için en kıymetli ülke bizi tanıyor.” görüşünü paylaştı.
Avrupa Kurulu Delegeler Komitesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Loizidou kararına ait incelemeyi kapatması kararını da pahalandıran Ertuğruloğlu, “Taşınmaz Mal Kurulu’nun tesirli, yetkili bir komite olarak teyit edilmesi ve iç hukuk gereğinin yerine getiriliyor olması bizim için bir muvaffakiyettir, Rumlar için önemli bir başarısızlıktır.” dedi.