Meclis kürsüsünde Hacivat ve Karagöz’ü seslendiren CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, “Hoşgeldin Karagöz’üm, Meclis bütçe görüşmelerine beğenilen geldin” diyerek başladığı konuşmasında diyalogları şöyle sıraladı:
– Ne demek boş geldin Hacı Cavcav senin fiyatlardan haberin var mı? Gelirken yarım kilo kuru pasta alayım dedim, pastaneye girdim fiyatları görünce ardıma bakmadan kaçtım.
– Boş geldin demedim Hacı Cavcav beğenilen geldin dedim. Pastaneden bir şey istemedim.
– Ben de hastaneden bir şey istemedim. Hekim ultrason istedi, bir yıl sonrasına gün verdiler. Yahu Hacı Cavcav nereye gidiyor bizim vergiler?
– Tam da yerine geldin Karagöz’üm, bütçeyi yapanlara sorarsın, nereye gidiyormuş vergiler? Tabiplere nereye giderlerse gitsin diyenler olduğu sürece, tabipler gidince sen hastanede daha çok sıra beklersin. Beyin göçü oluyor Hacı Cavcav.
– Ne, yeniden kimin Bey’i göçtü, bizim komşu Nigar Hanımın mı?
– Beyefendi değil Karagöz’üm, beyin göçü. Bizim vergiler beşli çeteye gidince 84 milyona para kalmıyor.
– Ne, bizim vergiler peçeteye mi çöpe mi gidiyor yani?
– Ha beşli çete ha peçete. Doğrusun Karagöz’üm…
‘TİYATRO GÖZÜYLE ANLATMAK İSTEDİM’
Kayışoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
* Tiyatro gözüyle, Hacivat ve Karagöz ile bütçeyi anlatmak istedim. Bir ülkede kültür sanat yasak olursa o ülke gelişemez.
* Maalesef bu ülkede bir avuç karanlık zihniyet ulusal ve manevi bedeli bu ülkenin kültürünü sanatını, çocuğu, bayanı esir almış durumda.
* Bunların ulusal ve manevi zihniyeti nedir biliyor musunuz? Altı yaşındaki çocuğun istismar edilmesi için evlilik ismiyle birilerine verilmesidir. Bunların ulusal ve manevi kıymeti anaokulunda çocuklara evlilik tiyatrosu izletilmesi ve yasallaştırılmaya çalışılmasıdır.
* Bizim ulusal ve manevi kıymetimiz bunlar değil. Bizim ulusal manevi kıymetimiz bayanların eşit görülmesi, çocukların istismara karşı korunmasıdır.