Yeni Şafak müellifi Mehmet Metiner, AK Parti’nin aday belirlerken dikkat etmesi gerekenleri sıraladı. Yazısına seçmen sosyolojisinin değiştiğini, seçmen tercihlerinin de farklılaştığını belirterek başlayan Metiner, “Reis’e vefatına bağlı insanların bile tercihleri gözle görülür biçimde farklılaşmış görünüyor” diye yazdı.
Erdoğan ile teşkilatları birbirinden başka tuttuğuna dikkat çeken Metiner, büyük çoğunluğun AK Parti teşkilatlarından mutlu olmadığını “Teşkilatlar büyük ölçüde Reis’i ve misyonunu temsil ve taşıma noktasında yetersiz” kelamlarıyla tabir etti.
Metiner’in “AK Parti’ye acizane tavsiyelerim…” başlıklı yazısından ilgili kısım şöyle:
“Sıralıyorum bir bir…
-3 devir kuralına katiyetle uyulmalı. İstisnalar olmamalı. İlla da olacaksa çok az sayıda olmalı. 4 ve 5 devirdir vekillik yapanlar hiç bir halde listelere konulmamalı.
-Kendi vilayetlerinde artık hiç bir karşılıkları olmayan, dahası milletin artık isimlerini dahi duymak istemedikleri kimseler mutlaka kenara çekilmeli. Üstteki güçlü alakaları sayesinde tekrar aday gösterilirlerse akıbet hayrolmaz.
-Kendi vilayetinde bitik olanları, kendisiyle birlikte partiyi de küçülten isimleri öteki bir vilayette kıymetlendirme yoluna gidilmemeli. Aksi takdirde sorun bir öteki yere taşınmış olacaktır. Bu durumda olanlar kendilerinin vazgeçilmez olduklarına inanacakları için gittikleri yerde de sorun kaynağı olmaya devam edeceklerdir. Hem başarısız hem de kibirli isimler yalnızca kaybettirir.
-3 devir belediye başkanlığı yapıp bu devir de milletvekili olayım kanısında olan isimler, zinhar aday gösterilmemeli. Belediye başkanlığında da 3 periyot kuralı uygulanmalı. Belediye başkanlığından sonra bir de vekil olayım fikri, her şeyi yalnızca kendisi için gerekli gören ve her makamı da kendi nefsi için isteyen bir anlayışın tabiridir ki, bu AK Parti’nin temel aldığı öğretiye karşıt bir taleptir. Şayet o isimler olmadığında partinin kazanamayacağına inanılıyorsa, o vakit vay halimize. Zaferi şahıslardan bilen anlayış kaybetmeye mahkumdur.
-Belediye Başkanlığı için seçilen kendi misyonunu yapmalı. Şayet önder uygun görürse onu bir öteki makama taşır. Kendisi misyona talip olandan hayır gelmez.
-Milletvekilliği ve belediye başkanlığı makamında olanların karnesini millet verir. Millet şayet hoşnut değilse ne onları bir sonraki devir o makamda tutmak doğrudur ne de müddetlerini tamamlamadan öbür makamlara taşımak doğrudur.
-Kozmopolit yapıları gereği Büyükşehirlere güçlü siyasi aktörlerin taşınması isabetli bir karardır. Sözgelimi Bakanlar üzere. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin vb. vilayetlerimizde bu uygulama fayda getirir. Fakat Kayseri’ye Kayserili olmayan birini gönderdiğinizde karşıt tepebilir. Bunun üzere kentlerin hassasiyetlerini gözeten bir tercih sistemine bilhassa dikkat edilmelidir. Diyarbakır’a Diyarbakırlı olmayan ve Diyarbakır sosyolojisinden bihaber birini gönderdiğinizde farklı bir reaksiyonla karşılaşabilirsiniz. Yahut Trabzon’a Trabzonlu olmayan bir bakanı gönderdiğinizde de… Sarsıntı vilayetlerindeki kentlerin de bu çerçevede ince elenip sık dokunması gerekir. Siyasette lokal dinamikler belirleyici ehemmiyettedir. Birebir kentten olmak, dahası o kentte yaşıyor olmak bile ziyadesiyle belirleyicidir. “Bakan gönderelim, nasıl olsa oradakiler oy verir!” niyeti, siyaseten beklenmeyen sonuçlar da doğurabilir. Kaş yapalım derken göz çıkartılırsa yazık olur.” (HABER MERKEZİ)