Nebati: Enflasyondaki artış geçici

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyondaki yükselişte arz yönlü maliyet artışı faktörlerinin ön plana çıktığını belirterek, “Enflasyon görünümündeki bozulmanın geçici nitelikte olduğunu düşünüyoruz” dedi. Türkiye Bankalar Birliği 65. Olağan Genel Kurulu’na katılan Nebati, öncü göstergelerin, yarın açıklanacak olan ilk çeyrek büyüme verisinin yıllık yüzde 7 civarında gerçekleşeceğine işaret ettiğini de söyledi. Küresel ekonominin zor bir dönemden geçtiğini vurgulayan Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye ise güçlü büyümesine devam ediyor. Öncü göstergeler büyümenin 2022 ilk çeyrekte yüzde 7 olacağına işaret ediyor. Enflasyondaki artışın arz yönlü maliyet artışlarından kaynaklandığını ve geçici olduğunu düşünüyoruz. Arz güvenliği konusunda yeni politikalara çalışıyoruz. Firmalar da fiyat politikalarında cesur adımlar atmalı. Enflasyonla mücadeleyi en önemli önceliğimiz olarak görüyor ve bu kapsamda adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Enflasyondaki yükselişte arz yönlü maliyet artışı faktörlerin ön plana çıktığını ve bu nedenle enflasyon görünümdeki bozulmanın geçici nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Dışsal faktörlerden kaynaklanan artışların vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıması için adımlar atmaya devam ediyoruz. Kur korumalı mevduat gibi yenilikçi metotlarla döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkisini azalttık. Fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlamak için çalışmaya devam ediyoruz. Enflasyonla mücadeleyi sadece devletin çözeceği bir sorun olarak görmüyoruz. Tüm paydaşlarla ortak hareketi gerektiren çok kapsamlı bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Sektörlerimizle tam bir koordinasyon halindeyiz. Milletimizi enflasyona ezdirmemek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Kredi büyümelerini takip ediyor, Türkiye ekonomi modelimizle selektif kredi yaklaşımını politikamızın odağına yerleştiriyoruz. Küresel ekonomi zor bir dönemden geçiyor.”


Bankalar daha fazla katkı sunmalı

Toplantıda konuşan Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben de, içinde bulunduğumuz zorlu sürecin bankaların daha fazla katkı sunmasını gerektiğini söyledi. Toplam kredilerin yüzde 82’sinin üretim yapan reel kesime kullandırıldığına işaret eden Akben, “Kredilerin yaklaşık yüzde 59’ukurumsal ve ticari kredilerden oluşuyor, toplam kredilerde KOBİ’lerin payı yüzde 23. Söz konusu oranlar, bankacılık sektörümüzün reel ekonomiyi destekleme fonksiyonunu başarı ile sürdürdüğünü göstermektedir. Ancak içinde bulunduğumuz bu zorlu süreç bankalarımızın daha da fazla katkı sunmasını gerektirmektedir” dedi. Bankaların özellikle kredi tahsislerinde tematik bir yaklaşımla değerlendirme yapmaları, ülke ekonomisine uzun vadeli katkı sağlayacak alanlara öncelik vermeleri gerektiğini vurgulayan Akben, şunları söyledi:

“Stratejik önemi haiz, cari açığı azaltacak, teknolojik inovasyon ve katma değer sağlayacak veya yüksek düzeyde istihdam imkanı sunacak yatırımların finansmanında kolaylaştırıcı ve destekleyici olunmalıdır. Bildiğiniz üzere, bu konuyla ilgili geçtiğimiz dönemlerde yaptığımız çalışmalarda; bankalarımızın kredi tahsis ve izleme süreçlerine ve sorunlu alacakların çözümlemesine ilişkin rehberler hazırlayarak, kredi verme ve yeniden yapılandırma faaliyetlerinde uygulamaları gereken süreçlere ilişkin adımları belirledik. İnanıyorum ki bankalarımız, bundan sonraki süreçte de ekonomi yönetiminin belirlediği döviz kurlarında istikrar ve enflasyonun düşürülmesi politikalarına uygun, doğru alanlara yönelik kredi faaliyetlerini arttırarak ekonomik büyümeye ve istihdama en etkin şekilde katkı sunmaya devam edeceklerdir.”


Bankacılık sektöründe riskler makul seviyede

Türkiye Bankalar Birliği (TBB ) Başkanı Alpaslan Çakar ise bankacılık sektöründe krediler büyürken risklerin makul seyrettiğini belirterek, bu gelişmelerin çok değerli olduğunu söyledi. Küresel ekonominin zor bir dönem geçirdiğini kaydeden Çakar, “Yakın dönemde küresel ve jeopolitik risklerde doğru yönettiğimizi gördük, kamu destekleri faydalı oldu buna rağmen borçluluk oranları gerek hane halkı gerekse kamu özel ülkelerde gelişmiş ve gelişen ülkelerin gerisinde. Kamu kesimi açığı ve borç stokunun yönetilebilir düzeyde olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir