6 Şubat sarsıntısının akabinde depremzedelerin Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarına yerleştirilmesi nedeniyle üniversitelerde uzaktan eğitim kararı, öğrenciler ile ailelerinin reaksiyonunu çekti. Ankara’da bir devlet yurdunda kalan bir öğrenci, “Ülkede çok fazla konut var, boş konut var ve devletin bunların hepsini alacak gücü de var. Yoksul bir devlet değiliz sonuçta fakat tahlili öğrencileri yurtlarından ederek buldular. İnşaat mühendisleri için de eğitim konusunda olumsuz sonuçlara yol açacak. Sonuçta dört yıllık eğitim alan inşaat mühendislerin elinde bu haldeysek bir buçuk yıl eğitim alan inşaat mühendislerinin elinde ne halde oluruz acaba” dedi.
📍İstanbul Büyükçekmece Kız Öğrenci KYK Yurdu
Öğrencilerinden habersiz eşyalar toplanıyor.
Depremzedelerin mağduriyeti öğrencilerin mağduriyetiyle çözülmez. #Yurtlar değil #BoşEvlerVerilsin! pic.twitter.com/LuE3MGAOaN
— Barınamıyoruz Hareketi (@barinamayanlar) February 12, 2023
‘Yurtsuzlar’ isimli öğrenci hareketinin üyelerinden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Leyla Mavili, kelam konusu karara ait yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
‘İlk gözden çıkarılan biz oluyoruz’
“Üniversiteliler olarak evvel ders başlama tarihinin bir hafta ertelendiğini duyduk, akabinde yapılan açıklama, bahar periyodunun bir sonraki açıklamaya kadar ertelendiğine dairdi. Son yapılan açıklamada da depremzedelerin KYK yurtlarına yerleştirilmesi münasebeti ile online eğitime geçildiği haberini aldık. Yurt müdürlükleri ivedilikle arkadaşlarımızın eşyaları ile bir arada bir anda akşam yurtlardan çıkmalarını istediler. Bilhassa Ankara’da Cebeci Site Yurdu’nda ve Çubuk Yurdu’nda bir anda arkadaşlarımızın derhal çıkmalarını istediler lakin birinci gözden çıkarılan biz oluyoruz lakin bu o kadar mümkün bir şey değil. Zira, sömestr dönemindeydik ve hala memleketlerinde olan arkadaşlarımız vardı ve onların özel eşyaları yurt müdürlüklerince siyah çöp poşetlerine konup kapıların önlerine dizildi.
‘Burada çok fazla devletin anlaşabileceği otel var, burada çok fazla bakanlık, müdürlük var ve bunların her birinin misafirhaneleri var’
Deprem ülkenin büyük bir kısmını etkiledi; on binlerce yitirdiğimiz insan, on binlerce yaralı var ve milyonlarca depremzede var. En yakın bölge olarak Ankara’ya yerleştirilmeleri gerekiyor, sıhhat hizmetinin burada daha elverişli olması, buraya getirmeleri gerekiyor ancak pandemide de deneyimlediğimiz üzere birinci gözden çıkarılanın üniversitelilerin olmaması gerekiyor. Burada çok fazla devletin anlaşabileceği otel var, burada çok fazla bakanlık, müdürlük var ve bunların her birinin misafirhaneleri var. Pandemiden beri tartıştığımız barınma krizi, emlak krizi var. Bu emlak krizinin bir noktada müsebbibi olan emlakçılar ile anlaşıp devletin ödediği halde boş meskenlere yerleştirilebilirdi beşerler. Birinci elden akla KYK yurtlarının gelmesi aslında bu memlekette gençliğin ne kadar bedelsiz olduğunun ispatı. Biz üniversiteliler, üniversiteyi kapattık deseler de elimizden ne gelirse yapıyoruz. Dayanışmaysa, yardımlaşmaysa ya da şahsen hesaplaşmaysa buradayız. Elimizden geleni yapıyoruz. YÖK’ün tek kapatma kelamı ile kapanmaz. Gerekirse biz odalarımızı paylaşırız lakin durum bu değil. Durum tüm Türkiye’de üniversitelilerin bu kadar ikincil bu kadar görünmez olması ve tek kalemde silinebilir olmaları.
‘Görmüyorlar lakin üniversitelilerin ankara’dan otobüsle memleketlerine gidecek otobüs parası da yok’
Pandemide de deneyimledik, iki sene sürdü bu süreç. Aile meskenlerine hapsedilmiş durumdaydık, burada özel olarak şunun parantezini açmak zorundayım. Bayan ve LGBTİ öğrenciler bir gecede meskenlerine gönderildiğinde şiddet dolu konuta geri dönmek demek ve bu kimsenin umurunda değil. Örneğin, Cebeci Site Öğrenci Yurdu’nda kalan arkadaşlarımıza depremzedeler gelecek o yüzden yarın bir öbür bloğa sevk edileceksiniz denildi. Lakin kaydolmak için sıra bekleyen arkadaşlarımıza ‘Gitmek zorundasınız, zira bir sebebiniz yok’ dendi. Sebep diye aradıkları şey, tıp fakültesi, diş hekimliği, veterinerlik son sınıfları ve mecburî staj dokümanı olanlar, bir de ailesi zelzele bölgesinde olanlar kalabiliyor. Birinci sınıf olan fakat kalacak yeri olmayan, mecburî stajı olmayanlar nereye gidecek? Bugün ülkede fecî bir zelzele yaşandı. Yönetememe krizi de var. Biz bundan bir hafta öncesine kadar ekonomik krizi tartışıyorduk. Görmüyorlar lakin üniversitelilerin Ankara’dan otobüsle memleketlerine gidecek otobüs parası da yok. Özel olarak üniversiteliler mağdur demeye çalışmıyorum; ne kadar görmezden gelindiğinin bilhassa bunun bayan ve LGBTİ olduğunda bunun nasıl katmerlendiğinden kelam etmek istiyorum. Hiçbir arkadaşım memlekete dönmeyecek burada depremzedeler ile hala daha bölgede hayat savaşı veren depremzedeler ile dayanışmayı sürdürmeye devam edeceğiz, elimizden gelen neyse.”
‘Burada bir hareket planının olmadığını gösteriyor’
Ankara’da Cebeci Site Kız Öğrenci Yurdu’nda ise öğrenciler odalarını boşaltmaya devam ediyor. Öğrencilerin taşınma işlerine yardım için Ankara’ya gelen aileler öğrenci yurdunun önünde çocuklarını bekliyor. Bir öğrenci yakını, uzaktan eğitim ve yurtların boşaltılması kararıyla ilgili şunları söyledi:
“Depremden ötürü üzücü bir durumla karşı karşıyayız. Bir memlekette birinci gözden çıkartılan şeylerin eğitim kurumları olmaması gerekiyor. Ne olursa olsun AFAD üzere ögelerin ya da devletin bununla ilgili kurumlarının çok evvelce bununla ilgili tedbir alması, hesaplaması gerekirdi. Burada bir aksiyon planının olmadığını gösteriyor. Yurt hoş yapılmış öğrenciler için inançlı bir ortam, gelecek beşerler içinde inançlı ortam. Burada da kalmalarını isteriz, burada da sorun yok. Burada birinci gözden çıkarılması gereken ögelerin çocukların üniversiteleri olmamalıydı. Öbür türlü durumlar, nakdi bedeller ile kurtarabilirsiniz lakin eğitimi nakdi bedeller ile kurtaramazsınız. Her vakit öldürülen bir vakit olur. Bu da bizi şunu gösteriyor ki, sanırım Kızılay üzere ögelerin çok fazla çadırları olduğu gerçeği vardı fakat bugün bunları kullanamıyorsak vaktinde hakikat tedbirlerin alamadığımızı gösteriyor”
‘800 bin kapasiteli yurt varmış; onun kat be kat fazlası oteller mevcutken KYK yurtlarına yerleştirilmemeleri gerekiyordu’
Yurdundan ayrılan bir bayan öğrenci ise şu açıklamayı yaptı:
“Ben artık bir şey demek istemiyorum, modum o kadar düştü ki… Hiçbir şey değişmiyor. Online eğitim olmayacağı zati belirli. Hala daha buna çabalamaları çok saçma, o kadar yer varken yurtları kapamaları saçma. Ben okuduğumu anlamıyorum online eğitimle, çok verimsiz olacak. En azından bize bir ay tatil olacak sonra yurtlarınıza döneceksiniz; yüz yüze eğitim devam edecek deselerdi onaylardık fakat o denli bir durum da mevcut değil. Bir sürü otel var, 800 bin kapasiteli yurt varmış. Onun kat be kat fazlası oteller mevcutken KYK yurtlarına yerleştirilmemeleri gerekiyordu.”
‘Dört yıllık eğitim alan inşaat mühendislerin elinde bu haldeysek bir buçuk yıl eğitim alan inşaat mühendislerinin elinde ne halde oluruz acaba’
Başka bir öğrenci de uzaktan eğitime geçilmesine yönelik şu yorumu yaptı:
“Yüz yüze bir şey öğrenilir, uzaktan kimse okulu takmıyor. Ayrıyeten tesirli de değil ve benim anlamadığım ve çok fazla da reaksiyon gösterdiğim şey neden her felakette, her makûs olayda öğrencilerden çıkarılıyor cezası? Mağdur olduk çok fazla. Sebebi de muhakkak, kızamıyorum. Depremzedeler gelecek. Başımızın üzerinde yerleri var ancak tahlil bu değildi. Ülkede çok fazla konut var, boş konut var ve devletin bunların hepsini alacak gücü de var. Yoksul bir devlet değiliz sonuçta lakin tahlili öğrencileri yurtlarından ederek buldular. İnşaat mühendisleri için de eğitim konusunda olumsuz sonuçlara yol açacak. Sonuçta dört yıllık eğitim alan inşaat mühendislerin elinde bu haldeysek bir buçuk yıl eğitim alan inşaat mühendislerinin elinde ne halde oluruz sanki?”