Radyo ve Televizyon Üst Konseyi (RTÜK) Üyesi İlhan Taşcı, Tele1’e verilen cezanın detaylarını açıkladı.
Twitter hesabından paylaşımda bulunan İlhan Taşcı, Tele1’e 1 yıl içerisinde 2 sefer 6112 sayılı yasanının 8/1/b bendindeki “dil, din, ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı” gerekçesiyle 3 gün ekranının kapatılmasına oyçokluğuyla karar verildiğini tabir etti.
Karara reaksiyon gösteren Taşcı, “Bir sonraki basamak kanalın yayın hayatına son verilmesi! Katledilen demokrasidir” dedi.
Taşcı şunları belirtti:
“RTÜK, Tele1 kanalının 1 yıl içerisinde 2 defa 6112 sayılı yasanının 8/1/b bendindeki “dil, din, ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı” gerekçesiyle 3 gün ekranının kapatılmasına oyçokluğuyla karar verdi. Bir sonraki basamak kanalın yayın hayatına son verilmesi! Katledilen demokrasidir.
RTÜK, Sn Konuralp ile karşı oy kullandığımız kararını, TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in “Diyanet bu haliyle siyasal İslamcı gereçtir” tenkidine dayandırdı. Emel seçimlere giderken ekranları karartmak, farklı seslerin, muhalefetin tahlil tekliflerinin duyulmasını engellemek!
RTÜK bugün bir kanalın yayın ihlalini değil Türkiye’yi yöneten anlayışın basına, çok sesliliğe, fikir özgürlüğüne bakışını oyladı sonuç demokrasi ve çok seslilik katledildi. Maksat seçimlerde karartılmış ekran, susturulmuş, karanlığa boğulmuş Türkiye! Durum vahim lakin umutsuz değil.
Danıştay 13. Dairesi, RTÜK’ün birebir husustan verdiği cezayı “Kurulun basın özgürlüğüne yapılan müdahalesinin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı” gerekçesiyle iptal etmişti. Zorlama rapora dayanan bu karar da iptal edilecektir/edilmelidir. Bu fikir özgürlüğünün gereğidir.”
Radyo ve Televizyon Üst Şurası (RTÜK) Üyesi Onur Konuralp ise Tele1’e verilen cezayla ilgili toplumsal medya hesabından şunları söyledi:
“RTÜK, TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in Diyanet ve İman Hatiplerle ilgili kelamları nedeniyle TELE1’e 3 gün yayın durdurma cezası verdi.
Karar, TELE1’i yayın lisansını kaybetme kademesine getirdi. Şubat 2023’e kadar misal bir ceza alması halinde, TELE1 RTÜK eliyle kapatılacak.
Kadıgil’in kelamları elbet söz ve basın özgürlüğünün garantisi altındadır.
Bu hukuksal gerçeğe karşın alınan karar, Ebubekir Şahin’e verilen talimatların sonucudur. Toplumu bu cezalarla susturabileceklerini sanmaları ise çaresizliklerindendir. Başaramayacaklar, biliyorlar.
Sayın Ali Bardakoğlu örneğinde olduğu üzere, Diyanet 100 yıllık geçmişinin büyük bir kısmında kurucusu Atatürk’ün ülküleri doğrultusunda faaliyet göstermiştir; yine gösterir.
Tarih de Ali Erbaş ve benzerilerini değil, Sayın Bardakoğlu üzere isimleri anımsar. “