Fenerbahçe formasıyla bugüne kadar çıktığı 49 resmi karşılaşmada 17 gol atıp, 6 asist yapan Serdar Dursun’un devre ortasında ayrılacağı konuşuluyordu.
Dünya Kupası ortasının yıldızlarından biri olan başarılı oyuncu, dönemin birinci kısmında beklediği bahtı bulamadı fakat hazırlık periyodundaki performansıyla hocasının ona olan bakışını değiştirdi.
Teknik yönetici Jorge Jesus’un 3 maçta da oynattığı Serdar Dursun, Salernitana ile oynanan hazırlık müsabakasının akabinde Fanatik’e özel bir röportaj verdi.
‘Hayal kırıklığı yaşadım lakin…’
Sezon başında Avrupa listesinde olmadığını gördüğünde hayal kırıklığı yaşadığını söz eden golcü oyuncu, “Geçen dönemin bilhassa son kısmında çok düzgün bir performansım vardı. Ulusal Kadro ’da da bunu devam ettirdim. Çok moralliydim ve yeni dönemden da aslında çok âlâ şeyler bekliyordum kendi adıma. Yalnızca geçen dönem değil, son 3 yılıma baktığımızda 70 gol attım. Asistlerle bir arada 90 gole katkım var. 2014’ten bu yana 300’den fazla maça çıktım. İstikrarımı daima korudum. Doğal olarak daima alanda olmak isteyen, oynamak isteyen bir beşerim. Tabi çok talih bulamadığım bir sürecin içerisine girdim. Avrupa listesinde olmamak bilhassa beni çok üzmüştü. Ne olursa olsun bir futbolcu hiçbir vakit yalnızca kişisel düşünmemeli. Büyük bir ekibin parçasıyım ve her şeyden evvel ekibimi düşünmek zorundayım. Fenerbahçe’de oynayan herkes kendisinden evvel ekibinin muvaffakiyetini istemeli. Ben de bunu kabullendim. Yapmam gereken tek şey ise daha fazla çalışmak ve kendimi kabul ettirmekti” diye konuştu.
‘Kamp kusursuz geçti’
Serdar Dursun kelamlarına şöyle devam etti: “Elimden gelenin en güzelini yaparak talih bekledim. Dünya Kupası ortasını da güzel geçirdiğimi düşünüyorum. Hocamın bana verdiği bahtı en âlâ biçimde kullanmaya uğraş ettim. Goller atmak tabi ki hoş. Bu zati benim işim. Fakat bu süreçte tüm kadronun ortaya koyduğu performans değerli. Grup olarak her maçta güçlü bir kazanma iştahı ortaya koyduk. Uygun test maçları yaptık ve sonuçlar da bizi keyifli etti. Özgüvenimizi artırarak lige döneceğiz.”
‘Rekabetten kaçmam’
“Kendi adıma şunu söyleyebilirim. Ben mesleğimin her anında rekabet içerisinde olan bir oyuncuydum. Almanya’da gol hükümdarı olurken de bunu yaptım. Vazgeçmek diye bir şey bilmiyorum. Ulusal Grup maksadım vardı, bunu yakaladım. Fenerbahçe üzere büyük bir kulüpte oynamak elbette kolay değil. Pes etmek istemiyorum. Kadroma katkı sağlayabileceğimi biliyorum ve bunu da gösterdiğimi düşünüyorum. Fenerbahçe için yapabileceğim çok şey olduğunu biliyorum ve bu rekabet içerisinde ben de varım. Fenerbahçe’nin son 20 yılına baktığınız vakit Semih Şentürk ve benden öteki yerli forvet yok. Zira büyük bir gruptayız ve golcüler genelde star oyuncular oluyor ve yabancı tercih ediliyor. Bu da elbette rekabeti zorlaştırıyor ancak benim çekincem yok. Rekabet kadroya muvaffakiyet getirir.”
‘Jesus’la oynamak şans’
“Jorge Jesus, çok değerli bir teknik adam. Mesleğinde başardıkları ortada. Toplantılarda, idmanlarda, saha içinde hocayı can kulağıyla dinleyen bir beşerim. Zira ben de ileride teknik yönetici olmak istiyorum. Bu yüzden de onun hocalık üslubunu çok yakından takip ediyorum. Oynattığı futbolu çok seviyorum. Zira ben ofansif düşünen bir oyuncuyum. O da Fenerbahçe’ye ofansif bir oyun oynatıyor. Atak oyuncuları bu usulde düşünen teknik adamlarla çalışmayı sever. Zira daha çok skor yapabilme fırsatınız olur. Ben de Jorge Jesus’un oynattığı oyun sistemi içerisinde baht bulduğum sürece çok daha fazla sonuca tesir edebilme fırsatı yakalayacağımı düşünüyorum. Hocamızın şekli pivot golcüler değil. Daima gezen, arayan forvetler istiyor. Ben de bu süreçte dikili oynamak yerine hocamızın dediklerini harfiyen yapmaya çalıştım. Daima kenarlara geldim.”