Soylu, AFAD’da 81 ilin trafik ünite amirleriyle görüntü konferans sistemiyle yaptığı toplantının akabinde, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bakan Soylu’ya “Yeni alınan kararla, devlet kurumlarının yöneticileri de artık diplomatlarla görüşürken Dışişleri Bakanlığı’ndan müsaade almak zorunda. Sizin İBB ile ilgili bir açıklamanız vardı, nasıl değerlendirirsiniz bu kararı” sorusu yöneltildi.
Kamu vazifelileri olarak dış temasları konusunda Dışişleri Bakanlığı’na bilgi vermenin ve oradan görüş almanın devlet müktesabatının devamlılığı açısından yanlışsız bir usul olduğunu savunan Soylu, “Bu ne birincidir ne de sondur” tabirini kullandı.
İçişleri Bakanı Soylu, şöyle devam etti:
“Bazı ülkeler, büyükelçilerimize yönelik, birtakım bakanlar bilhassa kabul göstermemektedirler. Buna ilişkin bir mütekabiliyet uygulanmaktadır. Bunu kim bilebilir? Dışişleri Bakanlığı bilebilir. İlgili bir ülkenin bakanı yahut kamu seviyesinde bir üst yöneticisi yahut kamu vazifelisi bu türlü bir mütekabiliyet unsurunun varlığından yahut ilgili ülkenin bu türlü bir uygulamasından haberi olmadan bunu gerçekleştirebilir. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış siyaseti açısından bir nakısa oluşturur ki biz bununla daima karşı karşıyayız.”
“ŞIMARIKLIKTIR”
Dışişleri’yle bu bahiste daima temas halinde olduklarını bildiren Soylu, Cumhurbaşkanlığınca mevzuya ait bakanlıklara gönderilen yazıyı basın mensuplarıyla paylaştı.
Soylu, “Biz çadır devleti değiliz de bulunduğu yeri çadır kurumu olarak nitelendirenler var. Bu bir şımarıklıktır. Devletin ortaya koymuş olduğu bu hassasiyeti çürümüşlük olarak pahalandırmak de cehalettir” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Soylu, “Her şeyden kendisine bir menfaat devşirmeye çalışan zavallılar elbette ki olacaklardır, kifayetsizler elbette ki olacaklardır. Bazen niteliksizliklerini ve iş yapma kabiliyetlerinin yoksunluğunu arbedeyle örtmek isteyenler her daim olacaklardır” diye konuştu.